| Çok süratli iniyorum da ondan. | Open Subtitles | ربما الكوكب يقترب بسرعة ذلك فقط لأننى أهبط بسرعة |
| Ben sık sık yüksek merdivenlerden iniyorum. | Open Subtitles | بغض النظر عن هذا أنا لا أخاف المرتفعات أنا أهبط من السلالم المرتفعة طوال الوقت |
| Şu işe bak. Koca Timberline'da bir tek kaktüs var ve ben onun üstüne indim. | Open Subtitles | يبدو أن هُناك خازوقاً في كُل طُرق الأشجار ودائماً ما أهبط عليه |
| İndiğimde seninle birşey konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | هناك شيء أريد ان أناقشه معك بعد أن أهبط |
| Arayacağım! Belki iner inmez değil ama birkaç gün sonra. | Open Subtitles | سأفعل ، ربما ليس بعد أن أهبط ، لكن بعد عدة أيام |
| Kaldır ve indir! Bacaklarını piston gibi kullan! | Open Subtitles | أرفعهم لأعلى ثم أهبط بهم لأسفل دع هذة الاقدام تضخ كالمكبس |
| Bıçakların üstüne düşseydim keşke. | Open Subtitles | كان يجب لي أن أهبط على السكاكين |
| Bu şeyin nasıl yere indiği hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | بالحقيقة، ليس لديّ فكرة كيف أهبط بهذا الشيء. |
| Bakmak için iniyorum. | Open Subtitles | سوف أهبط لأتحرى الأمر |
| Tamam. İniyorum. | Open Subtitles | حسنا, أنا أهبط عليه |
| Ben iniyorum, sen değil. | Open Subtitles | أهبط أنا، وليس أنتِ |
| Merdivenlerden aşağı iniyorum. | Open Subtitles | أنا أهبط من السلالم |
| İniyorum. | Open Subtitles | سوف أهبط للأسفل |
| Onun için tekrar yukarı çıkıp yeniden formatladım... onların yazıcısını kullanmak için tekrar aşağı indim. | Open Subtitles | لذلك أضطررت للعوده صاعده على السلم ...لأعيد تشكيل الأسطوانه و عدت أهبط السلم و أستخدم طابعتهم |
| Onun için tekrar yukarı çıkıp yeniden formatladım... onların yazıcısını kullanmak için tekrar aşağı indim. | Open Subtitles | لذلك أضطررت للعوده صاعده على السلم ...لأعيد تشكيل الأسطوانه و عدت أهبط السلم و أستخدم طابعتهم |
| İndiğimde ararım. | Open Subtitles | سأتّصلُ بكِ عندما أهبط |
| Seni yere indiğimde ararım, tamam mı? | Open Subtitles | سوف أحادثك عندما أهبط, حسناً؟ |
| Uçaktan iner inmez sete gidemem. | Open Subtitles | لن أهبط وأذهب مباشرةً إلى الموقع. |
| İndir şu kuşu. | Open Subtitles | أهبط بهذا الشىء |
| Bıçakların üstüne düşseydim keşke. | Open Subtitles | كان يجب لي أن أهبط على السكاكين |
| Bu şeyin nasıl yere indiği hakkında hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | بالحقيقة، ليس لديّ فكرة كيف أهبط بهذا الشيء. |
| Ben de uçmak isterdim. Asla yere inmezdim. | Open Subtitles | أوّد أن أحلق بواحدٍ ولا أهبط أبدًا. |
| Bu kadar kısa sürede paraşütle indirmem gerekir. | Open Subtitles | على ذلك الإطار الزمني، أنا يجب أن أهبط بالمظلّة في. |