| Bu durumda, sadece senin ilgini çekebilecek bir şeyim var. | Open Subtitles | عندي شيء يتعلق بذلك هذا شيء ربما يثير أهتمامك |
| Çok meşgul bir insan olduğunu kabul etmek zorundayım ve eminim ki senin çok az ilgini çekebilmek için yaygara koparan insanlar vardır. | Open Subtitles | يجب أن أعترف أنك رجل مشغول وأنا أعلم أن هناك أشخاص كثيرين يحتاجون الى أهتمامك بشكل خاص |
| Ama bunlar artık ilgini çekmiyor, değil mi? | Open Subtitles | لكن , صحيح , أظن هذا الشيء لا يثير أهتمامك كثيراً ..لأن |
| - Tamam, arabada okurum. - İlginizi çekecektir. | Open Subtitles | جيد , سأقرأها فى السياره انها ربما ستثير أهتمامك |
| Üzerinde çalıştığım ürün belki ilginizi çekebilir diye düşündüm. Profesyonel anlamda. | Open Subtitles | أن المنتج الذي كنت أعمل عليه قد يثير أهتمامك من الناحية العملية |
| Obuandan başka bir şeyi önemsemeyi az da olsa denesen olmaz mı? | Open Subtitles | أرجوكِ ، هل تستطيعين أن تهتمي بشأن شيء أخر أكثر قليلاً من أهتمامك بالمزمار؟ |
| Açıkla bana İlgini ne çekiyor? | Open Subtitles | أشرحها لى مالذي يثير أهتمامك ؟ |
| Sanırım bu ilgini çekecek. | Open Subtitles | أعتقد بأنّه سيثير أهتمامك. |
| İlgini çekmeyi başardım mı? | Open Subtitles | جلبت أهتمامك ؟ |
| Edebiyat ilginizi çeker mi? | Open Subtitles | أيمكنني ان أثير أهتمامك ببعض المواد المطبوعة؟ |