| Onu tehdit etmiyordum. Bavulumu yerleştirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لم أكن أهددها ،كنت أحاول أن أضع حقيبتى فى المكان العلوى |
| Onu ilaç suistimaliyle tehdit etmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريدني أن أهددها بإساءة إستعمال الأوكسيكودون؟ |
| Bu hizmetçimi sınır dışı etmekle tehdit etmeye benzemez değil mi? | Open Subtitles | ليست وكأنها خادمتى والتى يمكن أن أهددها بالمرتب؟ |
| Buradan götürmek için tatlı dille yalvardım, sabrım kalmayınca tehdit etmeye başladım. | Open Subtitles | فعلتُ مابوسعي لإقناع (إلسي) بالعدول ،ثم مزاجي فاز عليه بدأتُ أهددها |
| Şantaj yapmadım ya da tehdit etmedim. | Open Subtitles | أهددها أو أبتزها لم |
| Ama sana yemin ederim ortada tehdit filan yoktu. | Open Subtitles | ولكن أقسم لكِ أنني لم أهددها |
| tehdit etmemi söylediniz. | Open Subtitles | أنت من جعلني أهددها |