"أهديتها" - Translation from Arabic to Turkish

• verdiğin
• vermiştim
• verdiğim
• hediyeydi
• hediye ettiğim

Bana geçen sene verdiğin kadar benzersiz olmasın da.
فقط لا تجعلها فريدة كالتي أهديتها لي العام الماضي

Ona verdiğin mendili hala saklıyor, yani umutsuzluğa kapılma.
أتعلم، لقد احتفظت بالمنديل الذي أهديتها لذا فقضيتك ليست خاسرة

Bana verdiğin o oyuncak araba mükemmel bir kopyaydı.
تلك اللعبة التي أهديتها لي إنها نسخة مثالية.

Yıllar önce ben de kendi annemden almış ve seninkine vermiştim.
منذسنواتمضت،حصلت عليهامنأمي .. و أهديتها لأمكِ

Bunu ona seni doğurduğunda vermiştim. Bana verdiği hediye.
أهديتها هذا على شرفك، أنت الهديّة التي وهبَتني إيّاها.

Bak, sana verdiğim hediye kötü bir hediyeydi, ve senden özür dilemek istiyorum.
انظر لقد كانت هدية سيئة أهديتها لك وأريد أن أعتذر

Evet ama Rose'a hediye ettiğim kolye içinde çok pahalı bir aşk muskası saklıyor.
نعم ، لكن القلادة التي أهديتها إليها منقوعة في تعويذة حب قوية

Bir kıza verdiğin en kötü hediye?
ما هي أسوأ هدية أهديتها لفتاة ؟

O yüzden, icadımı yaptırabilmek için bana verdiğin kolyeyi rehin verdim.
c.arabicrlm; ولذلك اضطررت لرهن تلك القلادة/c.arabic c.arabicrlm; التي أهديتها لي لأصنع اختراعي!

- Gob verdiğin saatini de gösterdi.
-لقد أراني الساعة التي قد أهديتها له

Seni uyarmalıyım Görüntü ve ekibi arkadaşlarına verdiğin küçük hediyeden haberdarlar.
ويجب كذلك أن أنبّهكَ إلى أن (البقعة) و فريقه على علم بالهدية الصغيرة التي أهديتها لأحداهن.

Bayan Thompson'a verdiğin kolyeyi hatırladın mı?
القلادة التي أهديتها للسيدة(تومبسون)؟

Size onu iki sene önce Noelde vermiştim.
لقد أهديتها لكِ فى الكريسماس منذ عامين

Bu bileziği Megan'a doğum günü için vermiştim.
أهديتها هذا السوار في عيد ميلادها.

- 40cı yaşında ona vermiştim.
أهديتها له في عيد ميلاده الأربعين.

Liseyi bitirdiğinde ona vermiştim.
أهديتها لها عندما تخرجت من الثانوية

Ona elmastan "M" yazana bir kolyr vermiştim ve... onu Anneme verebilmek için geri almak istediğimi söyleyecektim.
لقد أهديتها عقداً يحمل ألماسة "م"، وأردت أن اسألها عن إمكانية استعادته لإعطائه لوالدتي

Evet. Ona sevgililer gününde verdiğim bir hediyeydi.
إنه هدية أهديتها إياها في عيد الفالنتاين.

- ...ona hediye ettiğim saat.
- أهديتها له قبل أيام.