| Astronomi hakkında konuşmayı çok isterim, fakat sanırım, gri-dışı atmosferlerdeki ışınımsal transferler ya da Jüpiter'in üst atmosferindeki ışık polarizasyonu konusuna ilgi duyanların sayısı ancak bir otobüs durağına sığabilecek kadardır. | TED | كم أود الحديث عن أبحاثي الفلكية، ولكني أشك في أن عدد الناس المهتمين بالانتقال الإشعاعي في الأغلفة الجوية اللارمادية واستقطاب الضوء في الغلاف الجوي العلوي لكوكب المشتري هو عدد الناس الذين يكفون في محطة انتظار الأتوبيس. |
| Sizlere bunun hakkında konuşmayı çok isterim, ama bunun hakkında söyleyecek pek birşeyim yok ... çünkü -- (Kahkaha) Chris Anderson: Soğuk algınlığım var. Neyse, TED'in D'si tasarımı simgeler. | TED | أود الحديث عن هذه القوارير، ولكن ليس لدي الكثير لأقوله عنها لأن -- (ضحك) (كريس آندرسون: إنني مصاب بالزكام) رغم ذلك، حرف "D" في تيد "TED" هو أول حرف من كلمة تصميم Design بالإنجليزية. |
| Ben sizinle biraz kişisel bir konuda konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود الحديث عن شيء شخصي إلى حد ما |
| Ben sizinle biraz kişisel bir konuda konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أود الحديث عن شيء شخصي إلى حد ما |
| Dur lan, kafa buluyorum senle. Henüz 11 Eylül hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | بحقّكَ يا رجل، أنا أعبث معك لا أود الحديث عن 9/11 بعد |
| Sen cidden delisin, çünkü ben herhangi bir şey hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنتي حقاً غاضبة لأنني لا أود الحديث عن شيء؟ |
| Konuşmama bile izin vermedi. Bu konuyu konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | إنها صدتني، لا أود الحديث عن الموضوع |
| Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنني أود الحديث عن هذا |
| Doğrusu, bunun hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | بصراحه لا أود الحديث عن ذلك |
| Onun hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لأ أود الحديث عن هذا الأمر |
| Artık bu konuyu konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أود الحديث عن هذا أكثر |