| - Onu arabaya koy ve hastaneye götür. - Tamam. | Open Subtitles | احملها, ضعها في السيارة و أوصلها إلي مشفي سانت جو. |
| Onu eve götür, bırak uyusun. | Open Subtitles | أوصلها إلى المنزل و دعها تنام حتى يضيع مفعول جرعة الكحول |
| Bak, paketi teslim ettikten sonra paramı ödedikleri sürece çantanın içinde ne olduğu gerçekten umurumda değil. | Open Subtitles | اسمع، لطالما أوصلها ويدفعون ليّ المال، فأني لا أهتم بما داخل الحقيبة. |
| Zamanında teslim etmezsem, beni öldüreceklerini söylediler. | Open Subtitles | و هددوني بالقتل إن لم أوصلها بالموعد |
| Tam 12'ye on kala götürmemi söyledi. Onunla saat kaçta karşılaştınız? | Open Subtitles | قال لي أن أوصلها في الحادية عشرة و خمسون دقيقة بالضبط |
| Suçla Mücadele Ekibi'ne götürün. | Open Subtitles | أوصلها لوحدة الجرائم، وأنظر لو بإمكانهم إستخراج أيّ بصمات. |
| Hatta o kadar baskı altına soktun ki yemekten sonra evine benim bırakmamı istedi. | Open Subtitles | فطلبت مني أن أوصلها إلى منزلها... بعد العشاء |
| - Ver, ben götüreyim. | Open Subtitles | دعيني أوصلها لك |
| Evet, sadece Tsunade Nine'nin mektubunu ulaştırmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أجل ,أملك الآن رسالة يجب أن أوصلها للجدة تسونادي |
| Sakin ol adamım! Sadece onu işine bırakıyordum! İşine, o kadar. | Open Subtitles | انتظر يا رجل كنت أوصلها للعمل، هذا كل شيء |
| Ateşli silahlar bölümüne götür. | Open Subtitles | أوصلها إلى قسم الأسلحة من فضلك |
| İyi, onu sağ salim eve götür. | Open Subtitles | حسناً، أوصلها إلى المنزل سالمة |
| - Tamir et, ve onu Delhi'ye götür. - Tamam. | Open Subtitles | أصلحها و أوصلها إلى دلهي حسناً |
| Yeri biliyorsan onu götür. | Open Subtitles | أوصلها إذا كنت تعرف المكان |
| - Onu eve götür. - Tamam. - Hayır dur. | Open Subtitles | أوصلها إلى المنزل |
| - Bilemiyorum işte bana bir paket veriyorlar, ben de teslim ediyorum. | Open Subtitles | أعني، إنهم يعطوني أشياء وأنا أوصلها. |
| Sana dediğim adrese zamanında teslim et. | Open Subtitles | أوصلها للعنوان والميعاد المزودين لك |
| Sanki o gece Ryland'a kendi elleriyle teslim etti. | Open Subtitles | " هذا كأنه أوصلها بنفسه إلى " رايلند |
| O mektubu sizin için postaneye götürmemi ister misiniz? Hah. | Open Subtitles | إذاًُ ، هل أوصلها للمكتب من أجلك؟ |
| Bunu Emily'e götürmemi ister misin? | Open Subtitles | هل تريديني أن أوصلها لإيميلي ؟ |
| Kelepçeyi çıkartın, onu hastaneye götürün. | Open Subtitles | انزع الأصفاد، أوصلها إلى المشفى. |
| Hatta o kadar baskı altına soktun ki yemekten sonra evine benim bırakmamı istedi. | Open Subtitles | فطلبت مني أن أوصلها إلى منزلها... بعد العشاء |
| -Ben götüreyim mi? | Open Subtitles | -هل أوصلها لكِ؟ |
| Elimde bir bilgi var ve onlara ulaştırmam çok önemli. | Open Subtitles | لدي معلومات ومن الضرورى أن أوصلها لهم |
| Onu evine bırakıyordum, ondan sonra ona bağırmaya başladım ve sonra öldü | Open Subtitles | كنت أوصلها لمنزلها, ثم صرخت عليها وماتت |