| Çok net konuştum. İşi tamamlamak için bir gününüz var yoksa sonuçlarına katlanırsınız, dedim. | Open Subtitles | أوضحتُ بجلاء أنّه كان أمامكم يوم واحد لإنجاز عملكم |
| Beau hakkındaki düşüncelerimi çok net bir şekilde belirttim. | Open Subtitles | لقد أوضحتُ مشاعري تجاهه تماماً. |
| Planlarının girişimi tehlikeye attığını kendisine izah ettim. | Open Subtitles | أوضحتُ له إقناعًا أنّ خططته عرّضت المشروع العام للخطر. |
| İzah ettiğim gibi konu ben değilim. | Open Subtitles | وكما أوضحتُ لكما سابقاً هذا ليسَ متعلقاً بي |
| Sana zarar vermesine müsaade etmeyeceğimi açıkça belirttim. | Open Subtitles | أوضحتُ الأمر بأنّي لن أسمح أن يؤذيكِ بعد الآن |
| - Öyle bir projeyle ilgili herhangi bir şey bilmediğimi açıkça belirttim. | Open Subtitles | لقد أوضحتُ بالفعل أنّ لا علم لي بذلك المشروع. حقا؟ |
| Kongre Üyesi'ni öldürmemizi söylediğinde bunu açıkça belirttiğimi sanıyorum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّي أوضحتُ ذلك بعدما أمرتنا بقتل عضو الكونغرس. |
| O günlerden birinde listede olduğunuzu gayet net hatırlıyorum ve çağrıldığınızda da görüşeceksiniz. | Open Subtitles | أوضحتُ تمامًا أنك على القائمة -و يجب أن تُشاهد إذا دُعيت |
| Söyleyeceğimi net bir şekilde söyledim ben. | Open Subtitles | أوضحتُ موقفي بجلاء |
| Planlarının girişimi tehlikeye attığını kendisine izah ettim. | Open Subtitles | "أوضحتُ له إقناعًا أنّ خططته عرّضت المشروع العام للخطر" |
| Ona katılıyorum. Ne demek istediğimi izah edemedim mi? | Open Subtitles | -أوافقه الرأي، هل أوضحتُ وجهة نظري ؟ |
| İsteklerimi açıkça belirttim. | Open Subtitles | لقد أوضحتُ مطالبي |
| En son konuştuğumuzda açıkça belirttiğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد إعتقدتُ بأنني أوضحتُ ذلك تمامًا بالمرة الماضية التي تحدثنا بها |