| Şimdi, Bay Lyman, South Oakley'deki dairenin fotoğraflarını siz mi çektiniz? | Open Subtitles | سيد لايمن، هل حصل أن التقطتَ صورًا للوحدة في أوكلي الجنوبية؟ |
| Onunla Annie Oakley olduğu için evlenmiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس عيبها حسنا؟ إنني لا أتزوجها لأنها أنيي أوكلي |
| Peki size South Oakley'de o apartman dairelerini kim gösterdi? | Open Subtitles | ومن كان يعرض عليك هذه الوحدات في أوكلي الجنوبية؟ |
| - Ancak o tarihte, ...1677 South Oakley Avenue'de bir mülke değer biçiyor muydunuz? | Open Subtitles | -ولكن في ذلك اليوم، هل كنتَ تقيّم العقار رقم 1677 في جادة أوكلي الجنوبية؟ |
| Bu nasıl bir Annie Oakley saçmalıktı? | Open Subtitles | أي نوع من أني أوكلي هراء هو أن؟ |
| (Gülüşmeler) Açıkçası kimin umrunda Annie Oakley 15 yaşında keskin bir nişancı olduysa ya da Maria Callas 17 yaşında Tosca olarak ilk kez sahne almışsa? | TED | (ضحك) صدقاً، من يهتم إذا كانت آني أوكلي قُتلت في 15 من عمرها أو إذا ظهرت مايا كالاس بشخصية توسكا في ال17؟ |
| Siz dahiler birbirinizi tanırsınız. Tom Oakley. | Open Subtitles | وأنتم العباقرة تعرفون بعضكم البعض، هذا (توم أوكلي) |
| Simdi duyacağınız ses İngiliz aksanıdır. Tom Oakley. Ben de Andy Civella. | Open Subtitles | الصوت الذي ستسمعه ذا لكنة إنكليزية، (توم أوكلي)، أنا (أندي سيفيلا) |
| Oakley'de 190 yolundan çıkıyor. | Open Subtitles | إنه يخرج من طريق 190 إلى طريق "أوكلي" |
| Annie Oakley'e seyisi olarak sahip olabilmek için yaptı bunu. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك حتّى تكون (آني أوكلي) عروسته |
| Annie Oakley bir doktor ve kurbanın seyisi idi ama... o toplantıda ki tek doktor o değildi. | Open Subtitles | (آني أوكلي) طبيبة وكانت عروسة الضحيّة لكنّها لم تكن الطبيبة الوحيدة في المركز |
| Annie Oakley midillisini kaşağıladığını ve sonra da... yatmaya gittiğini iddia ediyordu. | Open Subtitles | - لماذا هذا ذو صلة؟ إدّعت (آني أوكلي) أنّها فركت يدي وقدمي المهر ، ومن ثمّ ذهبت إلى النوم |
| Oakley, neden burada olduğunu biliyorum. kimseyi aptal yerine koyamazsın. | Open Subtitles | أعرف لماذا أنت هنا يا (أوكلي) فأنت لا تخــدعيـــن أحــد هنــا |
| o sertifikaya altın bir yıldız mı koydun, Oakley? | Open Subtitles | (وضعـت نجمة ذهبية على تلك الشهادة (أوكلي |
| Oakley, uzun bir kariyerin olacağını biliyormusun? | Open Subtitles | (سيكون أمامك مستقبل طويل وباهر يا (أوكلي |
| Güle Güle sana Annie Oakley. | Open Subtitles | مع السلامة يا آني أوكلي |
| Sakin ol yahu, Annie Oakley. | Open Subtitles | (تروى قليلًا، (آني أوكلي سيدة من أمهر مُطلقي الرصاص في القرن الثامن عشر |
| Oakley ve Ewing boyalı alanda kimseye nefes aldırmadı. | Open Subtitles | أجاد"أوكلي"و"يوينغ"في منطقة الجزاء. |
| Sonra Oakley'de vagonları durdurduğunu duydum. | Open Subtitles | ثم سمعت انه اوقف عربة في (أوكلي) |
| Larry, Tom Oakley ve Andy Civella buradalar. | Open Subtitles | (لاري)، (توم أوكلي) و(أندي سيفيلا) هنا، لم أرد إزعاجك... |