| Bizimle ilgileniyor gibi görünmüyorlar. bir iki dakika içinde işimizi bitirmiş olacağız. | Open Subtitles | لا يبدو أنهم يهتمون بنا يمكن أن نؤكل فى دقيقه أو اثنتين |
| Ya da daha önemlisi çocukları günde bir iki öğün yemek yiyebildiği yerel raflara. | TED | أو للأهم، للملاجئ المحلية، حيث يأكل معظم طلابنا وجبة أو اثنتين كل يوم. |
| Yeni fikirler bulmaya devam edin, ta ki bir ya da iki tanesini seçene kadar. | TED | استمر في إنتاج أفكار أخرى، حتى تختار واحدة أو اثنتين للعمل عليها. |
| Bir ya da iki kelime etsem ve gece gündüz bir sonraki buluşmamızı düşünsem bana yeterdi. | Open Subtitles | نتبادل كلمة واحدة أو اثنتين ، وبعد ذلك نفكر ليلا ونهارا في شيء واحد فقط حتى لقائنا المقبل. |
| Biliyorsunuz, alkol, kısa sürede, bir veya iki kez hafifçe yatışmak için kullanıldığında oldukça faydalı olabilir. | TED | والكحول، ولمرة أو اثنتين وبشكل قصير الأمد، كما تعلمون، حين يستخدم كمسكن طفيف، قد يكون مفيدا. |
| Haftada bir veya iki kez telefonda konuşuyoruz, ama son evre akciğer kanserine rağmen oldukça iyi durumda. | TED | وكانت مكالمة هاتفية أو اثنتين في الأسبوع، لكنه نشط للغاية في سياق المرحلة النهائية لمرض الرئة. |
| bir-iki saat içinde evinizi terkedeceğiz. | Open Subtitles | سنخرج من هنا بعد ساعة أو اثنتين على الأكثر |
| Bunun yerine, Bir kaç dakika içerisinde daha eski, kabataslak bir video göstereceğim çünkü inanıyorum ki bu bir hikayeyi anlatmanın daha iyi bir yolu. | TED | ولكن سأقوم خلال دقيقة أو اثنتين بعرض فيديو سابق، فيديو بسيط، لأنني أعتقد أنها أفضل طريقة لقص قصة. |
| Kaç yatak odası istiyorsunuz, bir, iki, üç? | Open Subtitles | هل تبحثين عن غرفة واحدة ؟ أو اثنتين او ثلاث غرف |
| Bu, kafasına bir iki darbe almakla olmaz. | Open Subtitles | وضعية ضيقة وليس بسبب ضربة أو اثنتين في الرأس |
| Küçük bir acı duyabilirsin ama bir iki saate eve dönebilirsin. | Open Subtitles | إلى داخل مبايضكِ حيث جراب بويضة سيتم إسترجاعها. لكنّكِ ستعودين للمنزل بعد ساعة أو اثنتين |
| İstersen bir iki tanesini okula götürebilirsin. | Open Subtitles | إذا أردت يمكنك اخذ واحدة أو اثنتين إلى المدرسة. |
| Ben sadece... Benim sadece bir ya da iki saatliğine çocuğa bakmam lazım. | Open Subtitles | عليّ فقط أن أعتني بالفتى لساعة أو اثنتين |
| Kont arkadan geliyor. Size yalnızca bir ya da iki dakikasını ayırabilecek.. | Open Subtitles | الكونت يتبعنا أنه سيلقاك لدقيقة أو اثنتين فقط |
| Yalan söyleyemem. Bir ya da iki kadınla hoş vakit geçirdim. | Open Subtitles | ولن أكذب, فعلاً استمتعت بصحبة امرأة أو اثنتين |
| Evet, geçmişte. Bir ya da iki. Bana uymadıklarını fark ettim. | Open Subtitles | أجل فيما مضى, مرة أو اثنتين و لكني اكتشفت أن ذلك لا يناسبني |
| Bunun gibi bir haritaya bakarız. ve tüm dünya tek düze gözükür çünkü herşey bir veya iki sekme uzaklıktadır. | TED | ننظر لخريطة مثل هذه، ويبدو كما لو أن العالم بأسره مسطح لأن كل شيء هو على بعد قفزة أو اثنتين لا أكثر. |
| Ben de, seni bir veya iki şarkı için ikna etmeye çalışacağımı söyledim ama herhangi bir söz vermedim. | Open Subtitles | أخبرته أنني سأحاول إقناعكِ بأن تغنّّي أغنيةً أو اثنتين و لكنني لم أعِده بأي شيء |
| Bir veya iki dakika içinde merkezden çağrı alırsın. | Open Subtitles | ستسمع شيئا من مركز القيادة خلال دقيقة أو اثنتين |
| Saati güneşe... bakarak anlarım ve en fazla bir-iki dakika yanılırım. | Open Subtitles | 57، بالقرب من تسعة. أقول وقت الشمس وأنا عادة الحصول عليها حق في غضون دقيقة أو اثنتين. |
| Görmediğin bir-iki hareketim de olabilir. | Open Subtitles | قد تكون لدي حركة أو اثنتين لم ترها من قبل. |
| Tecavüz vakalarında... olay mahal'inde... geriye kalan Bir kaç kıl olur her zaman. | Open Subtitles | فدائما في جرائم الاغتصاب وفي مسرح الجريمة يوجد خصلة شعر أو اثنتين يتركها الفاعل |
| Kasabanın dışında yaşamaya devam ediyor buraya haftada iki kez içki almaya gelir. | Open Subtitles | هي تعيش ببيتها القديم , تأتي مرة أو اثنتين للمدينة فقط لشراء الخمر |
| Dışarıda bir taksi var. İki tane taksi yanaştı. | Open Subtitles | يوجد أحد هنا, هناك سيارة أجرة أو اثنتين. |