| Çok fazla veya çok az olması sinirliliğe, depresyona ve pek çok bozukluğa neden olur. | Open Subtitles | الكثير منها أو القليل للغاية منها قد يؤدى إلى الإثارة الزائدة أو الإكتئاب ، أو عدد من الإضطرابات الجسدية |
| Sokaklar para veya mal için en iyi arkadaşlarını vuran heriflerle dolu. | Open Subtitles | الشوارع مليئة بأفراد العصابات المستعدين لقتل أقرب أصدقائهم من أجل مئة دولار أو القليل من الكوكايين. |
| Bu, esrar ile etkilerini bir veya birkaç belirli yoldan üreten diğer ilaçlardan çok daha doğrudur. | TED | وهذا صحيح وبشكلٍ أكبر مع الماريجوانا عن غيرها من العقاقير والتي تنتج تأثيراتها عن طريق مسارٍ واحدٍ أو القليل من المسارات المحدّدة. |
| Az bile olsa kalp krizlerini ya da olumsuz sonuçları önlemek değerlidir, değil mi? | TED | بالتأكيد أن منع أو القليل حتى من الإصابة بالأزمات القلبية، أو أي نتيجة سلبية أخرى أمر جدير بالاهتمام، أليس كذلك؟ |
| ..bu gece seninle buluşacağım için... ..bu nedenle nuggetlarında biraz tüy olabilir ya da yastığında .. | Open Subtitles | لأني أعرف بأني سأراك الليلة , لذا قد يكون هناك القليل من الريش في قطع الدجاج أو القليل من اللحم |
| Salatanın veya mısırın yanına da koyabilirsin, veya duvara! | Open Subtitles | أو هل تريديني أن أضعهم مع باقي السلطة والذرة ! أو القليل على الحائط |
| Salatanın veya mısırın yanına da koyabilirsin, veya duvara! | Open Subtitles | أو هل تريديني أن أضعهم مع باقي السلطة والذرة ! أو القليل على الحائط |
| Kadınların hepsi orta yaşlı, gelir veya mülk sahibi. | Open Subtitles | - كل هؤلاء النساء في منتصف العمر... مع دخل صغير أو القليل من الممتلكات. |
| veya biraz neşe. | Open Subtitles | أو القليل من الإشراق. |
| Örneğin, aklınız hep aynı hızda çalışır fakat bir em daha hızlı veya yavaş çalışabilmek için donanımdan faydalanır, bu yüzden de çevrelerindeki dünya onlar için aşırı hızlıdır, akıllarını anında hızlandırırlar ve çevrelerindeki dünya yavaşlamaya başlar. | TED | مثلًا، تعملُ أدمغتكم دومًا عند نفس السرعة، لكن يمكنُ لإم إضافة المزيد أو القليل من معدات الحوسبة لتعمل أسرع أو أبطأ، وبذلك، إذا بدا العالم حولهم أسرع كثيرًا، يمكنهم تسريع عمل عقولهم، وسيبدو العالم حولهم أبطأ. |
| veya, hafif bir titreme. | Open Subtitles | أو... القليل من الرقص |
| Bu araştırmacı, ihtiyaca göre en fazlasını ya da en azını yapabilecek biri. | Open Subtitles | هذا الشخص يمكنه أن يفعل الكثير أو القليل على حسب الحاجة |
| Ya çok fazla ilaç alıyorsun ya da çok az. | Open Subtitles | إما أنك تعاطي الكثير أو القليل من العقاقير. |