| Belki de sizin Bay Ernest istediği zaman girip çıkabiliyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد أيرنست كان يخرج ويأتي كما يحلو له |
| Bazı mahkumlara göre, Bay Restarick Whitstable Ernest'le iyi anlaşıyormuş. | Open Subtitles | طبقا للبعض من النزلاء سيد ريستاريك تكلم مع ويتسابل أيرنست |
| Johnny tesiste Ernest'le dost olunca, "zehirlenme" numarasının arkasındaki gizli öyküyü, eminim anlamaya başlamıştı. | Open Subtitles | وعندما أقام جوني صداقه مع أيرنست من المؤسسه أنا متأكده أنه بدأيجمع الأجزاء معا القصه الخفيه وراء خدعة التسمم |
| Whitstable Ernest ağzından bir şey kaçırmadan önce bu yeni arkadaşlığa bir son vermeliydin. | Open Subtitles | صداقته الجديده كانت يجب أن تخمد قبل أن يزلّ لسان ويتسابل أيرنست بشيء |
| WALLIS VE Ernest SIMPSON LONDRA 1928 ...seni oyalamaya devam etmek bana haksızlık gibi geliyor. | Open Subtitles | واليس و أيرنست سيمبسون لندن 1928 خاصة الآن , بعد ان اعرب الملك عن نواياه بوضوح |
| Suç ortağın Whitstable Ernest çıkarmıştı yangını. | Open Subtitles | ولكن بواسطة شريكك,ويستابل أيرنست |
| WALLIS VE Ernest SIMPSON LONDRA 1931 | Open Subtitles | واليس و أيرنست سمبسون لندن 1931 |
| Tam da bu yüzden gidiyoruz Ernest tatlım. | Open Subtitles | ولهذا السبب على وجه التحديد "نحن ذاهبون , يا عزيزي "أيرنست |
| David seni ve Ernest'i çok seviyor. | Open Subtitles | عديني بانك ستوليه عنايتكِ ."فـ "ديفيد" يعشقك انتِ و "أيرنست |
| Onun adı Ernest. | Open Subtitles | أسمه كان أيرنست |
| Ernest teknik bir ayrıntı değil. O hâlâ benim kocam. | Open Subtitles | أيرنست" ليس شيء صوري" فهو ما زال زوجي |
| Bay Ernest çok hasta. | Open Subtitles | سيد أيرنست مريض جدا,بسرعه! |
| Ernest'e dönmeliyim. | Open Subtitles | "يجب أن أعود فعلا إلى "أيرنست |
| Ernest? Ciddi bir isim. | Open Subtitles | أيرنست), هذا يبدو جاد) |