| Benim de onun kadar param olsaydı ben de paradan konuşurdum. | Open Subtitles | لكنت تكلمت بشأن المال, أيضاً . لو كان لدي كما يملك |
| İhtiyar bir keçinin karısıydı. Öyle de kalabilirdi. | Open Subtitles | كانت ستبقى هنالك أيضاً لو لم يأتي ذلك الرجل |
| Arkadaşların için de yeterince var, Eğer gelirlerse. | Open Subtitles | هناك ما يكفي من أجل أصدقاءك أيضاً .. لو أنهم ظهروا |
| Sen kazanırsan da ameliyata girerim ama öyle olmayacak çünkü beni seçecek. | Open Subtitles | سأشتركُ معكِ أيضاً لو ربحتِ، لكنّ هذا لن يحصُلَ إذ سأربحُ أنا |
| Sonsuza kadar bu olay karşına çıkacak. Ayrıca senin arkanda olursak, biz de aynı sona sahip olacağız. | Open Subtitles | وهذا سيتبعك للأبد , ونحن أيضاً لو بقينا بجانبك |
| İstersen aileni de arayacağım. | Open Subtitles | أنا سَوف اتصل بأبويكَ أيضاً لو كنتى تُريدُى هذا. |
| Sen de gelebilirsin, istersen. Seni tanımıyorum ama gelebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحضور أيضاً لو أردت، لست أعرفك لكن يمكنك الحضور |
| Gelmek ister misin? Sen de gelebilirsin, istersen. | Open Subtitles | يمكنك الحضور أيضاً لو أردت، لست أعرفك لكن يمكنك الحضور |
| Doğal yaşam ortamından alınıp bir avuç miskin hödük tarafından rahatsız edilseydin sen de huysuz olurdun. | Open Subtitles | ستكوني بمزاج سيء أيضاً لو أخرجناك من محيطك الطبيعي وجعلنا بدويّ يضحك عليك |
| Issız bir gezegene inmek zorunda kalsaydım ben de öfkelenirdim. | Open Subtitles | ولكن أظنني كنت سأحنق أيضاً لو أني ذهبت إلى كوكب غير مأهول. |
| Bir de yeni kimliğim var. | Open Subtitles | و لَدَيَّ هَويَة جَديدَة أيضاً لو اكتَشَفَ الآن الحُقراء الحَقيقَة |
| Benim arabam da böyle görünseydi ben de kask takardım. | Open Subtitles | سأرتدي خوذة أيضاً لو كانت سيارتي مثل هذه |
| Bir de hücre arkadaşın sandviçini isterse, ver gitsin... | Open Subtitles | حسناً, أيضاً, لو كان شريكك في الزنزانة يريد شطيرتك, أعطها له فحسب |
| Ben de, tabi sınavları geçersem. | Open Subtitles | وأنا أيضاً, لو نجحت بإختباراتي في يومٍ ما |
| Eğer sen de onlarla her gün uğraşmak zorunda kalsan , sende benim gibi olurdun. | Open Subtitles | حسنٌ, لابد أن تكون أيضاً, لو إضطررت للتعامل معهم يومياً |
| Hayır, ihtiyara adil davranıyorum, tıpkı sen burada olmasaydın sana da davranacağım gibi. | Open Subtitles | كلا , أنا على وعدى مع العجوز مثلما سأكون معك أيضاً لو لم تكن هنا |
| Eğer burada hayatta kalmayı umuyorsan, daha sabırlı olmayı öğrenmen gerek. | Open Subtitles | لابد أن تكون صبوراً أيضاً لو كنت ستحيا هنا |
| Eğer onu görebilseydin muhakkak uyanırdın. | Open Subtitles | يجب أن تكون قد غادرت أيضاً لو استطعت رؤيتها لكنت استيقظت حتماً |
| - Ayrıca çalışanlarınıza FBI ile işbirliği içinde olmalarını söylerseniz minnettar olurum. | Open Subtitles | لكَ ذلك وسأقدّر لكَ أيضاً لو أخبرتَ جماعتكَ أن تتعاون مع المباحث الفيدراليّة |
| Ayrıca erkek ve kız kardeşleri olmasını da diliyordu. | Open Subtitles | وتمنت أيضاً لو أن لديها بعض الأخوة والأخوات |