| Bütün hareket burada Zaten. Sürekli insanları dizginliyorum. | Open Subtitles | حسناً , هذا كل العمل على أيه حال أعيق الناس كل الوقت |
| Ama öyle görünüyor ki bunu yapamayacağız. Zaten sanırım yalan söylüyordu. | Open Subtitles | التى نحن بوضوح لا نعرف عنها شىء حسنا, لقد كان كل هذا هراء على أيه حال |
| Zaten buraya gelmez. Bu odadan nefret eder. | Open Subtitles | هى لا تأتى إلى هنا على أيه حال هى تكره هذه الغرفة |
| Her Neyse, bu meselenin ilçe mahkemesinde... ele alınması gerekecek. | Open Subtitles | على أيه حال , سأتذكر عندما أقف أمام محكمة البلدة |
| Her Neyse, bu meselenin ilçe mahkemesinde... ele alınması gerekecek. | Open Subtitles | على أيه حال , سأتذكر عندما أقف أمام محكمة البلدة |
| Artık müvekkilim olduğuna göre seninle Zaten sevişmemem gerekiyor. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن أمارس الجنس معكِ على أيه حال |
| Benim de Zaten kahveye ihtiyacım var. | Open Subtitles | بالتأكيد , أنا أحتاج الى قهوه على أيه حال |
| inan bana korumana ihtiyacım yok biz de Zaten çıkıyorduk | Open Subtitles | صدقنى, أنا ليست فى حاجه إلى حمايتك على أيه حال أنه تغادر الان |
| Zaten neden birkaç yarım akıllı amigoyla takılmak isteyeceğimi düşündün ki sanki? | Open Subtitles | ومالذي يجعلك تعتقدين بأنني أريد أن أتسكع مع مجموعة من المشجعين السطحيين على أيه حال ؟ |
| Ama patlatmazsak ve basınç 750'ye vurursa Zaten ölmüş olacağız. | Open Subtitles | ولكن إذا لم نُفجره ووصل إلى 750 سَنموت على أيه حال |
| İşlerin gidişatına bakılırsa muhtemelen ölüp gidecek Zaten. | Open Subtitles | أسمعي , ربما هي ستموت على أيه حال الطريقة التي تُسير الأمور عليها |
| İstifa etmene asla izin vermem Zaten. | Open Subtitles | أعرف , لم أكن لأدعك تستقيلين على أيه حال |
| Her Neyse, eğer ters bir şeyler olursa beni çıkarmak için istasyonun dışında bekliyor olacaksın Zaten. | Open Subtitles | على أيه حال , سوف تكون خارج المحطة تنتظر لإخراجي من هنا عندما تسوء الأمور |
| Zaten fazla bir para da kazandırmaz gerçi. | Open Subtitles | لا يبدو أننا سنحصل علي مبلغ كبير من أجله، علي أيه حال |
| Burada sadece iletişimi muhafaza ediyordum Zaten. | Open Subtitles | لقد كنت أقوم بتغطية الإتصالات هنا، علي أيه حال |
| Bunların hiç biri gerçek değil Zaten, hafızamın yarattığı bir rüya. | Open Subtitles | لا شيء من هذا حقيقي على أيه حال إنه حُلم يستند إلى الذكريات |
| Zaten yarın gazetelerde yazacak. | Open Subtitles | سيكون في الصحف غدا على أيه حال |
| Neyse şu an hepimiz senin için buradayız, değil mi? | Open Subtitles | على أيه حال نحن جميعآ هنا من أجلك الان حسنآ؟ |
| Neyse, yine de sağolun. Sağolun, hanımefendi. | Open Subtitles | شكراً على أيه حال يا سيدتى نعم شكراً ألى اللقاء |
| Neyse adam kanlar içinde. | Open Subtitles | على أيه حال هذا الرجل كان مغطى بالدماء مغطى تماماً |