"أَدْعو" - Translation from Arabic to Turkish

• aradım
• aramıştım
• arayıp
• arayayım
• aramıyorum

Kazadan sonra nasıl olduğunu öğrenmek için aradım.
أنا كُنْتُ فقط أَدْعو للرُؤية كَمْ هي كَانتْ بعد الحادثِ.

Hâlâ asistana ihtiyacınız var mı diye sormak için aradım.
نعم، أنا كُنْتُ أَدْعو للرُؤية إذا أنت ما زِلتَ تَحتاجُ المُساعدَ.

Konuştuğumuz hukuki meseleyle ilgili olarak aramıştım.
أَنا فَقَطْ أَدْعو للنَظْر حول تلك المسألةِ القانونيةِ ناقشنَا.

Evet, nikah koordinatörü için aramıştım.
نعم، أَدْعو حول a زفاف منسّقِ.

Çünkü Mutlu Rüyalar çayı yetkililerini arayıp o reklamı yapamayacağını söyleyeceğim.
أَدْعو ناسَ الأحلامِ السعداءِ ويُخبرُهم أنت مُزعج بإعلاناتِهم.

The Post'u arayıp bir hata yaptıklarını söyleyeceğim.
أَدْعو المركز لإخْبارهم بانهم ارتكبوا خطأ

- Sizin için birini arayayım mı? - Hayır.
هَلّ بالإمكان أَنْ أَدْعو شخص ما لَك؟

O yüzden aramıyorum.
ذلك لَيسَ الذي أَدْعو.

Noel arefesinde ne yapıyorsun merak ettiğim için aradım.
أنا كُنْتُ أَدْعو لرُؤية ما أنت كُنْتَ تَعْملُ عشية عيد الميلادَ.

Dağ evi hazır mı diye aradım.
أَدْعو للرُؤية إذا الحجرةِ جاهز لنا.

Seni aradım çünkü yeni posta adresimi vermek istedim.
أَدْعو لإخْبارك بأنّ هناك a عنوان جديد لشحن بريدِي.

Ayrıldığımızdan beri bir sene nasıl bitirdiğimiz konusunu konuşmak için aradım.
. أيسَنَةمنذ أنتَحطّمنَا... لكن أَنا فَقَطْ أَدْعو للتَحَدُّث عن كَمْ إنتهى بيننا.

- Merhaba, Randall Bennett'i aramıştım.
- مرحباً، أَدْعو إلى راندل بينيت.

Ben bu nedenle aramıştım.
لِهذا أنا كُنْتُ أَدْعو.

Başbakanımı arayıp Eli'ın katilini sakladığınızı söyleyeceğim.
أَدْعو رئيس وزرائي ويَذْكرُ بأنّك كُنْتَ إِيواء قاتلِ ألي.

Gitmezseniz polisi arayıp beni dövdüğünü söylersem?
ماذا عَنْ إذا أنت رجالِ لا يَتْركونَ... أَدْعو الشرطة وأنا أُخبرُهم ضَربتَني؟

Cherly Teyze'yi bir arayayım.
دعْني أَدْعو عمّةَ شيريل.

Taşımacılık'taki tanıdığımı arayayım.
دعْني أَدْعو رجلَي في قسم Transpo.

İleri bir tarihe almak için aramıyorum.
لا أَدْعو للإعادة تحديد.