| Bir sürü laga luga duyuyorum, ama kelimeler hiç bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | أَسْمعُ الكثير مِنْ الكلام، لكن الكلماتَ لا تَعْني شيءً. |
| Yani kişisel şeyleri, kimsenin duymaması gereken şeyleri duyuyorum. | Open Subtitles | الحديث مع النفس والأسرار الشخصية وكل الاشياء التي من المفترضَ ان لا يسَمْعها أحد ، أنا أَسْمعُ تلك الاشياءِ |
| Ama Duyduğuma göre abisinin gölgesinde yaşamayı sevmiyormuş. | Open Subtitles | ولَيسَ مولع بالعيش في ظِلِّ أَخِّيه، هكذا أَسْمعُ. |
| - Elli beş dollar, 55, 60 veren var mı ,60? | Open Subtitles | خمسة وخمسون دولار، 55, هَلْ أَسْمعُ 60؟ |
| Kovboyları onun hakkında konuşurlarken duymuştum. | Open Subtitles | أَسْمعُ رعاةَ البقر تَنكيت عنه. أعتقد يَدْعونَه ذلك بسبب أصابعِه. |
| Patlamayı duyduğumda, ...köpeği dışarı çıkarıyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَتْركُ الكلبَ خارج، عندما أَسْمعُ الإنفجارَ. |
| Bunu ne zaman duysam gülerim. | Open Subtitles | أنا سَأَنهارُ كُلَّ مَرَّةٍ أَسْمعُ ذلك. |
| Pekala, şimdi, ben Allison'ım, bagajı açıyorum... ama bu kez telefonun çaldığını duyuyorum. | Open Subtitles | الآن، أَنا أليسون أفتح الصَندوق فقط في هذا الوقت، أَسْمعُ رنة الهاتف |
| Sürekli onun düşüncelerini duyuyorum. | Open Subtitles | أنا أَسْمعُ أفكاره بَين الحِيِنِ والآخر. |
| Bu çok kötü, çünkü merdivenlerden aşağı doğru geldiğini duyuyorum şuan. | Open Subtitles | حَسناً، ذلك سيئُ جداً، ' سبب أعتقد أَسْمعُ بأنّ يَنْزلُ الدرجاتَ الآن. |
| Sanırım Trench kız kardeşlerin ağız şapırtısını duyuyorum. | Open Subtitles | أعتقد اني أَسْمعُ مَضْغ أخواتِ ترينش |
| Aptalca sözleri artık daha iyi duyuyorum. | Open Subtitles | هذا أَسْمعُ به أشياءَ غبيةَ بشكل أفضل. |
| Duyduğuma göre elinde çok önemli şeyler varmış. | Open Subtitles | هي تُحْصَلُ على حالة جدّية مِنْ الذي أَسْمعُ. |
| Duyduğuma göre yıldızın Jane Andrews kıyafetiyle boy gösterecekmiş. | Open Subtitles | لذا أَسْمعُ ظُهُور نُجيمِكَ في لباس جين أندروز. |
| Duyduğuma göre en sağlam heyecanı altın yaşatıyormuş. | Open Subtitles | لذا أَسْمعُ ذلك الذهبِ يَعطيك أفضل أزيزِ. هَلْ ذلك الحقِّ؟ |
| Altmış beş dolar, 65, 65 teyim, 70 veren var mı , 70? | Open Subtitles | خمسة وستّون دولار، 65، أَنا عرضُ $ 65, هَلْ أَسْمعُ سبعين؟ |
| - Çok güzel. 140 veren? | Open Subtitles | عِنْدي 130. هَلْ أَسْمعُ 140؟ 140 |
| Kontrolörlerde depresyon, sinir krizi, kalp krizi ve alkolizm görülme oranının çok yüksek olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | أَسْمعُ المراقبين يمتلكون اعلي نِسَب للكآبةِ... ... الإنهياراتالعصبية، النوبات القلبية وإدمان الخمور. |
| - Öyle bir söylenti duymuştum. | Open Subtitles | لذا أَسْمعُ. إذن ما على بالكَ؟ |
| Seni gördüğümde yada sesini duyduğumda, seni bir parçam gibi hissettiğim zamanlar oldu. | Open Subtitles | هناك أوقات عندما أَنْظرُ إليك أَو أنا أَسْمعُ صوتَكَ، وأنا أَشْعرُ مثلك جزء منّي، |
| Ne zaman bir Noel şarkısı duysam Ayağa kalkıp söylemek isterim | Open Subtitles | حينما أَسْمعُ أغنية عيد الميلادِ أُريدُ أَنْهضَ وأَغنّي |
| Sesini duyayım. | Open Subtitles | دعْني أَسْمعُ صوتَها. |
| Bir şey görmüyorum. duymuyorum da. | Open Subtitles | أنا لا أَرى أيّ شئَ و لا أَسْمعُ أيّ شئَ |