| Herhalde ne söyleyeceğimi tahmin ediyorsun. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّك تَعْرفُ الذي أَوْشَكْتُ أَنْ أَقُولَ. |
| Herhalde b dan da anlam çıkaracaksınız. | Open Subtitles | أَفترضُ الآن أنت تَذْهبُ لقِراءة الشيءِ إلى هذا. |
| - Herhalde anne dememizi ister. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّها سَتُريدُنا لدَعوة أمِّها. |
| Galiba onun ailede huzuru sağlama yöntemi de buydu. | Open Subtitles | أَفترضُ ذلك كَانَ جزءَ خطتِه لإبْقاء الإنسجامِ في العائلةِ. |
| Galiba bunu sana borçlu. | Open Subtitles | أَفترضُ هم يَدِينونَه كُلّ إليك، أليس كذلك؟ |
| En azından sanıyorum kendini her türlü kirlilikten uzak tutmuşsundur. | Open Subtitles | على الأقل، أَفترضُ أنكَ أبقيت نفسك خال من جميع المُدنسـات |
| Güneşin hala her akşamüstü battığını farz ediyorum. | Open Subtitles | أَفترضُ الشمسَ ما زالَتْ تَضِعُ كُلَّ مَسَاءٍ. |
| Herhalde en sağlıklı yolu bu, baba. | Open Subtitles | أَفترضُ ذلك الطريقُ الأحسن صحّةُ لذِهابه. |
| Herhalde tamir ettirebilirim. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّني يُمكنُ أَنْ آخذَ صُلّحوا. |
| Herhalde herkes günün kadınıyla fotoğraf çektirmek ister. | Open Subtitles | أَفترضُ كُلّ شخصَ سَيُريدُ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ صورتُهم أَخذتْ مَع سيدةِ الساعةِ. |
| Ekmek kızartma makinemizi tamir ettirdik mi diye soruyorsun Herhalde. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّك تَعْني، ' هَلْ صلحنا محمصتنا؟ ' |
| Bizi buradan kurtaracak bir planın da vardır Herhalde. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّ عِنْدَكَ خطة تبعدْنا عن هذه الفوضى. |
| Herhalde sen okulun popüler kızıydın. | Open Subtitles | أوه، وأنا أَفترضُ بأنّك كُنْتَ الآنسة Popular في المدرسة العليا. |
| Evet, hani ağaç evimizden şemsiye açıp atlamak istediğin zaman dediğim gibi, "Herhalde ne yaptığını biliyorsundur." | Open Subtitles | نعم، حَسناً، بينما قُلتُ الوقتَ حاولتَ القَفْز من بيتِ الشجرةَ بشمسيةِ، "أَفترضُ تَعْرفُ ما أنت تَعْملُ." |
| Herhalde Meksika plajlarında fotoğraf çekimine gidiyorsun. | Open Subtitles | حَسناً، أَفترضُ بأنّك مِنْ إلى a إلتقاط صور على شواطئِ المكسيك. |
| KPLK'deki Bob ve Nipsy için yapılan açık hava toplantısı gibi olacak Herhalde. | Open Subtitles | أَفترضُ a إجتماع في الهواء الطلق مبهرج Iike، الواحد أعطوا لبوب وNipsy إنتهى في كْي تي إل كْي؟ |
| Doğru Ona pek şans vermedim Galiba. | Open Subtitles | ذلك حقيقيُ. تَعْرفُ، أنا حقاً مَا أعطيتُها الفرصة كبيرةً، أَفترضُ. |
| Galiba bütün babalar aynı. | Open Subtitles | نعم، أَفترضُ الآباءَ نفس في كل مكان. |
| Galiba biraz aptalca davranıyorum. | Open Subtitles | نعم، أَنا سخيفُ حول هذا، أَفترضُ. |
| "Güzel 16'lı" paketimizden yararlanmak isteyeceğinizi sanıyorum. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّك تُريدُ الإِسْتِغْلال رزمتِنا الـ16 الحلوّةِ. |
| Aslında, yapabilirsin sanıyorum. Sadece neden kalmak isteyebileceğini bilmiyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة، أَفترضُ بأنّه يُمْكِنُك ، أنا فقط لا أعرف لِماذا لا تُريدُ ذلك حقاً |
| sanıyorum elektriği de her gün siz kurcalayacaksınız. | Open Subtitles | وأنا أَفترضُ بأنّك ستعمل حيلة الكهرباءِ كُلّ يوم، |
| Ben de senin gibi akıllı bir kadının bir jürinin kararını etkilemek için flört etmeyeceğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أَفترضُ بأن إمرأةً ذكية مثلك لا تحاولَ التَغَزل بأحد الحكام لتغير قرارِه |