| Acı verse de hep doğru olanı mı yapmalısın? | Open Subtitles | أنت دائماً يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ الذي صحيحُ، حتى إذا يَآْذي؟ |
| İstediğin buysa, yapmalısın. | Open Subtitles | إذا ذلك الذي تُريدُ ليَعمَلُ، أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ هو، |
| Onları gerçekten sinir etmek istiyorsan, "o işi" benimle yapmalısın. | Open Subtitles | تَعْرفُ، إذا تُريدُ حقاً أَنْ تَعْبثَ مَعهم، أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ هو مَعي. |
| Şimdi ne istersen yapabilirsin. | Open Subtitles | يُمْكِنُك أَنْ تَعمَلُ أيّ شئُ تُريدُه الآن |
| Televizyon yerine belki de çocuklarla sanatsal bir iş yapabilirsin. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ فقط أَعتقدُ بدلاً مِنْ كُلّ ذلك التلفزيونِ، لَرُبَّمَا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ مشروع فَنِّ مَع أطفالِكَ. |
| Ödevini yapman gerekiyor. | Open Subtitles | حَسناً، أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ الواجب البيتي. |
| - Gerçek şu ki bunu yapmanı istemiyorum. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ، أنا لا أُريدُك أَنْ تَعمَلُ هذا. |
| Sadece şunu söylüyorum, Sean gibi olmadan önce biraz araştırma yapmalısın. | Open Subtitles | أَنا فَقَطْ أَقُولُ بأنّ لَرُبَّمَا أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ بحث صَغير أمامك أَتحوّلُ إلى شون. |
| Yani, sanırım ne yapman gerektiğini düşünüyorsan onu yapmalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ الذي تَخْلقُ مراهناً، تَعْرفُ؟ |
| -Ama benim için bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | - لَكنَّك يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ شيءُ لي. - أيّ شئ. |
| Bunu daha sık yapmalısın. | Open Subtitles | - نعم. - أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ ذلك في أغلب الأحيان أكثرِ! |
| Eğer senin de yapmak istediğin bir şey varsa yapmalısın. | Open Subtitles | - يَستمعُ... إذا هناك مرح شيءِ ذلك تُريدُ أَنْ تَعمَلُ، أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ هو. |
| Sen de aynısını yapmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ نفس. |
| - Taklidini yapmalısın. | Open Subtitles | - أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ إنطباعُ. |
| Minik Alaska'lar ve Havvaii'ler yapabilirsin. | Open Subtitles | أَو أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ خَبزَ الاسكا وهاوييس. |
| Josh, bana bak, bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | جوش، يَنْظرُ لي. أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ هذا. |
| Şimdi bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | الآن، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ هذا. هنا نَذْهبُ. |
| yapman gereken neyse onu yap. | Open Subtitles | أنت تَعمَلُ الذي أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ. |
| Hızlı ve derin yapman gerekiyor, iç deriye kadar. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَعمَلُ هو بسرعة وبعمق، أسفل إلى الأدمةِ. |
| İkinci katta senden yapmanı istediğim şeylerle ilgili bir liste var. | Open Subtitles | فوق على الطابقِ الثانيِ... هناكa قائمة حاجيات مادةِ أُريدُك أَنْ تَعمَلُ. |
| Benim için birşey yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تَعمَلُ شيءُ لي |