| Ama Size söylüyorum, elimde bir mil uzunluğunda bir liste var. | TED | ولكن علي أن أُخبركم أن لدي قائمة طويلة. |
| Hey, bayanlar Size hiç rahip, papaz ve Yahudilerin din adamıyla olan hikayeden bahsetmiş miydim? | Open Subtitles | مرحباً .. ألم أُخبركم سابقاً عن أوّل القسيسين، والكُهّـان، والحاخامات؟ |
| Speedy Gonzales'in Pizzarriba'sından Size soğuk pizzamın tadını çıkarabileceğinizi söylüyorum. | Open Subtitles | من بيتزا سبيدي غونزاليس أُخبركم أعلمكم أنكم تستطيعون الإستمتاع بالبيتزا الخاصة بي بأشكال متنوعة |
| Bunu yalnızca Size söylüyorum, çocuklar, çünkü başı belada. | Open Subtitles | و أنا أُخبركم بهذا يا شباب ... فقط لكونها في ورطة |
| Size söylemeye çalıştığım şey bu bir kural. | Open Subtitles | أنا أتفهم ذلك أعلم كل ذلك، لكن اسمعوا ما أُحاول أن أُخبركم به إنها القوانين |
| Oraya vardığımda Size haber vermeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي عليّ أن أُخبركم عندما وصلت إلى هناك |
| Size Kanadalılarla ilgili bir şey söyleyeyim. | Open Subtitles | دعوني أُخبركم شيئاً عن الكنديين |
| Neden bunları Size anlatıyorum biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفُون لماذا أُخبركم بكل هذا؟ |
| Size kim olduğumu söylemeliydim. | Open Subtitles | كان حريٌ بي أن أُخبركم منْ أنا |
| Size Harvey Dent hakkındaki gerçeği anlatayım. Gotham Emniyet Müdürü James Gordon'un sözlerini aktarayım. | Open Subtitles | دعوني أُخبركم بحقيقة (هارفي دينت) بكلمات مفوّض شرطة (غوثام)، (جيمس غوردون) |
| Arkadaşlarım olduğunuz için sizlere söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أُخبركم بهذا لأننا أصدقاء |
| Şimdiyse 20 Saniye Önceki Barney'yim ve Size şu kapıya bakmanızı söylüyorum. | Open Subtitles | والآن أنا "(بارني) على بُعد 20 ثانية من (بارني) الحاضر" -وأنا أُخبركم راقبوا الباب |
| Doğruyu söylüyorum. | Open Subtitles | لكنني أُخبركم بالحقيقة. |