| Arkadaşım şu arabaların birinde, rehine alındı. | Open Subtitles | صديقتي في إحدى هذه السيارات أُخذت كرهينة |
| Güvenli evde takım elbisesinden az da olsa kan bulaşmış iplikler alındı. | Open Subtitles | بعض الألياف المليئة بالدماء من بدلته أُخذت من المنزل الآمن |
| Senden alınan gerçeği aramak için bugün buradasın. | Open Subtitles | لقد كنت هنا اليوم,باحثاً عن الحقيقة, حقيقة قد أُخذت منك. |
| Saçından alınan örnekte, civa zehirlenmesi tespit edildi. | Open Subtitles | أكّدت عيّنة أُخذت من شعره إصابته بتسمم الزئبق |
| Baroya girerken yemin edilirken alınmış. | Open Subtitles | كما أُخذت عندما حلف القسم أمام حاجز المحكمة |
| Bu görüntüler müzenin statüsü en son tartışılmaya başlandığında çekildi. | Open Subtitles | هذه الصور أُخذت من آخر مرة تعرض فيها المتحف للمراجعة |
| Atların çoğu ordu için alınmıştı. Gerisiyse onları besleyecek bir şeyimiz kalmadı. | Open Subtitles | أُخذت أغلب الأحصنة للجيش، وأمّا بالنسبة للبقية فلم يتبقَ مانطعمها به. |
| Hapis, mahkemede okunan özel mektuplarım karakola götürülüp McBryde'nin ellediği karımın fotoğrafı... | Open Subtitles | السجن رسائلي الخاصّة قَرأتْ في المحكمة صورة زوجتي أُخذت إلى مركز الشرطة ليَمَسّها ماكبرايد |
| Bu örnek, ailesindeki kimsede habis tümörü görülmemiş olan 42 yaşındaki bir kadından alındı. | Open Subtitles | هذه العينة أُخذت من مريضة تبلغ 42 سنة مع عدم وجود تاريخ عائلي للورم الخبيث. |
| Bu görüntü olay yerindeki bir trafik kamerasından alındı. | Open Subtitles | هذه الصورة أُخذت من كميرات السير في المنطقة |
| Bu örnek kanı blast yüklü aynı hastadan alındı. | Open Subtitles | هذه العينة قد أُخذت من تلك المليئة بالأنفجارات |
| Köye giderken, Ben haydutlar tarafından rehin alındı! | Open Subtitles | في طريقي للقرية أُخذت كرهينه من قبل قطاع الطرق |
| Ve bu parmak izi McFarland'dan bu sabah alındı. | Open Subtitles | وهذه أُخذت من ماكفرلاند هذا الصباح. |
| Keşke bu nedensiz saldırıda trajik bir şekilde alınan yaşamları kurtarmak için bir şeyler yapabilseydik. | Open Subtitles | ليتنا فقط استطعنا القيام بشيء لإنقاذ الأرواح التي أُخذت منا اليوم بشكلٍ مأساويّ بسبب هذا الهجوم غير المحقّ |
| Adli tıp bu örneği saldırıdan sonra kurbandan alınan örnekle eşleştirdi. | Open Subtitles | المعمل الجنائي قارن العينة بالعيِّنات التي أُخذت من الضحية كجزء من اجراءات ما بعد الاغتصاب |
| Tecavüze uğradığım ve benden alınan bir bebeği dünyaya getirdiğim bir çocuk ıslah evinde yedi senemi harcadım. | Open Subtitles | قضيت 7 سنين في السجن الاصلاحي حيث اغتصبت هناك وحيث ولدتُ طفلة أُخذت مني |
| Zamanında elinizden alınan şehri size geri vermek istiyorum. Bu söylediğim yeterince dokunaklı mıydı? | Open Subtitles | أودّ إعطاءك المدينة التي أُخذت منك ما رأيك في هذا كقول مؤلم؟ |
| X-Ray yok hava konteynırlarının araması yok. Boş olarak depoya doğrudan alınmış. | Open Subtitles | لا أشعة سينية، ولا تفتيش للحاويات وأُفرغت ثم أُخذت للمستودع |
| Allojenik bir nakilmiş yeni ölen birinden alınmış. | Open Subtitles | كانت عملية زرع قرنية خيفية أُخذت من متبرع مات مؤخراً. |
| Cinayet mahallinden alınmış ayak izleri. | Open Subtitles | آثار أقدام ,أُخذت من موقع الجريمة |
| Bu resimler adli tıp uzmanları girmeden önce çekildi. | Open Subtitles | لا هذه الصور أُخذت قبل أن يبدأ رجال التحليل الجنائى عملهم |
| Evet... 10 yıl önce, karım bir Goa'uld'a konukçu alınmıştı. | Open Subtitles | أجل منذ 10 سنوات زوجتى أُخذت " مضيفه بواسطه الـ " جواؤلد |
| Kendi isteği dışında Los Angeles'a götürülüp yeni bir kimlik verilmiş. | Open Subtitles | لقد أُخذت إلى "لوس انجلوس" رغماً عنها وتم إعطاءها هوية جديدة. |
| Ve alkolle birlikte alındığında bir insan ne yaptığını bilemeyebilir. | Open Subtitles | وإن أُخذت مع الكحول.. فإن الشخصَ قد لا يعرف ماذا فعل. |