"أُريد أنْ" - Translation from Arabic to Turkish

• istiyorum
• istemiyorum

Ülkemi geri istiyorum ve bunun için yardım etmenizi istiyorum.
أُريد أنْ يعود بلدي و أحتاج مساعدتكَ في فعل ذلكَ

Sadece neden o koleksiyonu yapmak öğrenmek istiyorum!
أنا فحسب أُريد أنْ أعرف لماذا تحتفظ بهذه المجموعة

Ama geçen gece başladığımız şeyi bitirmek istiyorum.
و لكنني حقّاً أُريد أنْ أنهي الحديث الذي بدأناه ليلة امس

Panik durumunda kimsenin kirlenmiş yiyecek tüketmesini istemiyorum.
لا أُريد أنْ يستهلكَ أحدهم مواداً غذائية ملوّثة حينما يدبّ الذعر

O şeylerden birine dönüşmek istemiyorum.
لا أُريد أنْ أُصبح واحدة من تلكَ الأشياء

Bu tekrar gördüğüm bir kabus gibi ve başka birini daha kaybetmek istemiyorum.
الأمر ككابوسٍ يعاد مجدداً و لا أُريد أنْ أخسر شخصاً آخر مجدداً

Bu annem ve kardeşim hakkında, ve bir şey olmasa bile, gerçekten seni görmek istiyorum.
الأمر بشأن والدتي و والدي و حتى لو لمْ يكُ أمراً هاماً لكنني أُريد أنْ أراك

Tüm patlayıcıları tek tek kontrol edeceğim çünkü bu üssün cehennemin dibine gömüldüğünden bizzat emin olmak istiyorum.
لأني أُريد أنْ أتأكّد شخصياً, من إنّ هذا المكان سيتحطّم عن بكرة أبيه

Zararlı madde taşıyıcılarıyla her şeyi çıkarıp yok ettikten sonra tüm odayı temizlemenizi istiyorum.
أُريد أنْ يتمّ رشّ هذه الغرفة بالكامل بعد أن تقوم بنقل كلّ شيء في أوعية خاصة للمواد المرضية الخطرة و تقوم بتدميره

O zamana kadar rahat bırakılmak istiyorum.
حتى ذلك الوقت, أنا أُريد أنْ أكون نفسي فحسب

Paramın her bir kuruşunu ona vermeni istiyorum...
أُريد أنْ تُعطيها كُّل دولار متبقي

Sevdiğim kadının kalbini ele geçirmek istiyorum.
أُريد أنْ أأسر قلبَ المرأة التي أُحب

Onu canlı bulmanızı istiyorum.
أُريد أنْ يتم العثور عليه حياً

Sana zarar vermek istemiyorum ihtiyar ama öğrenmek istediğim şeyi söyleyeceksin.
أنا لا أُريد أنْ أؤذيكَ ...أيّها الشيخ و لكنّكَ ستخبرني بما أُريد

Bu nehir yatağında cephaneyi bitirmek istemiyorum.
لا أُريد أنْ يسقط عتادي في ذلك الجدول

O şeylerden birine dönüşmek istemiyorum.
لا أُريد أنْ أُصبح... واحدة من هذه الأشياء

Karantinaya alınmak istemiyorum.
لا أُريد أنْ ينتهي بي الأمر في الحجر

Tam tetiği çekecekken geri dönüş yokken vücudumdaki her parça "ölmek istemiyorum!" diye haykırıyordu.
و بينما كان يضغط الزناد, حيث لا مجال للتراجع :بدأ كل جزء في جسدي يصرخ "لا أُريد أنْ أموت"

Seni vurmak istemiyorum Wells hatta seviyorum seni ama Ark'takilerin öldüğünü sanmaları şart.
(لا أُريد أنْ أُطلق النار عليك يا (ويلز بل أنا معجبٌ بكَ للغاية و لكنني بحاجة لأن أجعلهم يظنونكَ ميّتٌ

Bilmek de istemiyorum.
و لا أُريد أنْ أعرف