| Binlerce insan onun tecavüze uğradığı günü hayatlarının en güzel günü olarak hatırlar. | Open Subtitles | سيتذكر الآلاف اليوم الذي أُغتصبت فيه كأسعد أيام حياتهم |
| Düşünün, tecavüze uğramışsınız ve bir erkek çocuğu yetiştiriyorsunuz. | TED | تخيّل بأنك أُغتصبت وستأتي بطفل. |
| Kendimi bir grup çocuk tarafından tecavüze uğramış gibi hissettim. | Open Subtitles | أشعر وكأنني أُغتصبت من قبل أطفال |
| Bir asker ona tecavüz edilip, boğmuş. | Open Subtitles | أُغتصبت وخُنقت بواسطة جُندي |
| Sonra, Mısırlı bir istilacı tarafından tecavüz edildi. | Open Subtitles | و أُغتصبت من جندي مصري |
| Sayın Yargıç, adli tıp uzmanımıza göre kurban tecavüze uğramıştır. | Open Subtitles | حضرة القاضي، إنه الرأي... المدروس لطبيبي الشرعي... بأنها أُغتصبت. |
| tecavüze uğradığıma emin olup olmadığımı soran gazeteciye yani gerçekten emin olup olmadığımı. | Open Subtitles | للصحفيّين الذين سألوني إن كنت ...واثقاً أنّي أُغتصبت ...وأعني متأكّد للغاية |
| - Aynısını ben de yaşadım. tecavüze uğradım. | Open Subtitles | حدث لي ذلك أيضاً , لقد أُغتصبت |
| Şimdi insanlar senin tecavüze uğradığını düşünecekler. | Open Subtitles | سيظن الناس أنك أُغتصبت |
| Bana tecavüze uğradığını söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها أُغتصبت |
| Yeğenim Ekim ayında tecavüze uğradı. | Open Subtitles | إبنة أخي أُغتصبت في أكتوبر. |
| tecavüze uğradım! tecavüze uğradım! | Open Subtitles | لقد أُغتصبت لقد أُغتصبت |
| Evet. tecavüze uğradım. | Open Subtitles | نعم ، لقد أُغتصبت |
| tecavüze uğradığını ve Troy'a karşı suç duyurusunda bulunmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | قالت لي بأنها أُغتصبت و أنها تريد توجيه الإتهامات لـ ( تروي ) ؛ هناكَ |
| - tecavüze uğrayan kadının haberini gördüm. | Open Subtitles | قرأت عن المرأة التي أُغتصبت |
| tecavüze uğradım. | Open Subtitles | -لقد أُغتصبت |
| Hastaya tecavüz edilmiş. | Open Subtitles | -ماذا؟ أجل، سمعت أن مريضة أُغتصبت |
| Anneme, Bay Sloane, tecavüz ettiler. | Open Subtitles | ( والدتي ، سيد (سلون أُغتصبت |