| Malını kimseye satmadım ve şoförlerden biri annen olsa da umurumda değil. | Open Subtitles | لم أبع شحنتك لأحد ولا أبالي إن كانت أُمّك واحدة من السائقين |
| Bunlar, annen seni buğday sandığına koyduğunda yaptığın resimler. | Open Subtitles | تِلكَ آثار الأقلام الملّونة التى استخدمتيها عندما احتجزتكِ أُمّك فى صومعة الغِلال. |
| annen sana kızların silahlarla oynamaması gerektiğini öğretmedi mi? | Open Subtitles | ألم تعلمكِ أُمّك لا يجب للفتيات أن يلعبن بالأسلحة؟ |
| annen yabancı erkekler konusunda seni tembihlemiş, öyle mi? Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | أُمّك حذرتكِ بعدم مواعدة رجال أجانب، هه؟ |
| annen iyi bir kadın. | Open Subtitles | إنها امرأة صالحة، أُمّك |
| annen Mumbaili bir beyin cerrahı. | Open Subtitles | أُمّك أنهت كلية الأعصاب من "مومباي" |
| - annen nasıl bu arada? | Open Subtitles | كيف حال أُمّك بالمناسبة؟ |
| annen ne dedi? | Open Subtitles | حسناً ، ماذا قالت أُمّك ؟ |
| annen hayatımı kurtardı. İki defa. | Open Subtitles | أُمّك أنقذت حياتي، مرّتين |
| - Katlanamayan biri varsa o da senin annen. | Open Subtitles | -إن أُمّك هى التى لا تطيقنى |
| - Çünkü ben annen ya da baban değilim. | Open Subtitles | - حسنًا، أنا لست أُمّك - |
| Benim, annen. | Open Subtitles | أنا أُمّك'. |
| Bu kadın da karısı Lara, senin annen. | Open Subtitles | السيدة هي زوجته (لارا)، أُمّك |