| Görünen o ki, seni beladan uzak tutmaya çalışmak, kötü bir alışkanlık haline geliyor. | Open Subtitles | يبدو أن إبعادك عن المشاكل أصبح عادة سيئة لي |
| Zaten birlikte zaman geçirmeliyiz. Seni beladan uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | و علينا إمضاء بعض الوقت معاً فأنا أحاول إبعادك عن المشاكل |
| Karanlığın güçleri seni ışıktan uzak tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | قوى الظلام تحاول إبعادك عن الضياء |
| Seni güneşten uzaklaştırmalıyız. Şapka almalıyız. | Open Subtitles | علينا إبعادك عن الشمس، أنت ساخن جدا |
| Solomon bulmadan önce sizi sokaklardan uzaklaştırmalıyız. | Open Subtitles | نحتاج إلى إبعادك عن الشارع سريعاً قبل أن يتمكن (سولومون) من إيجادك |
| - Seni ışıktan uzaklaştırmalıyız. | Open Subtitles | -علينا إبعادك عن الضوء |
| Masum vatandaşlardan seni uzaklaştırıp güvenlik kameralarımın önüne getirmek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردت إبعادك عن المدنيين الأبرياء وأمام كاميراتي الأمنيه |
| Özür dilerim, sadece seni gümüş saçlı güzel çocuklardan uzak tutmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | آسف، كنت أحاول إبعادك عن الرجال الوسماء |
| Seni başbuğlarından uzaklaştırıp yasal bir şekilde yenmekse. | Open Subtitles | إبعادك عن زعماء قبائلك, للتغلب عليك بعدل حسب قوانين البلاد. |