| Senin endişelenmen gereken tek şey onu bugünkü yatırımcılar toplantısından uzak tutmak. | Open Subtitles | لا شيء يدعو إلى القلق سوى إبعاده عن اجتماع المستثمرين اليوم، اتفقنا؟ |
| Bunu yapmanın tek yolu onu tanık kürsüsünden uzak tutmak. | Open Subtitles | ثمة طريقة واحدة لحدوث ذلك وهو إبعاده عن منصة الشهود |
| Onu sokaklardan uzak tutmak istedim. Ne yapmam gerekiyordu? | Open Subtitles | أردت إبعاده عن الشوارع، ماذا كان يمكنني أن أفعل؟ |
| Karısı ve çocuğu onu atlardan ve içkiden uzak tutmak için hiç yanından ayrılmaz. | Open Subtitles | زوجته و إبنه معه دائما ..لإبعاده عن الخيول و إبعاده عن الصلصة... |
| Bu onu Abbadon'dan uzak tutmak için ödeyeceğimiz bedel. | Open Subtitles | وهذا الثمن الذي يجب أن ندفعه (لقاء إبعاده عن أيدي (أبادون |