| Yani bence onu bütün gün evde kilitli tutmak çok zalimce. | Open Subtitles | إنني أشعر أن هنالك قساوة في إبقائها في المنزل طوال اليوم |
| Doktorlar iyi olduğundan emin olana kadar bir iki gün tutmak istiyorlar. | Open Subtitles | الأطباء يريدون إبقائها ليوم أو إثنان، فقط لكي يكون متأكّد. |
| Evimize gelen ışığı seviyoruz, ama yaz ortasında, bütün bu ısı aslında soğuk tutmaya çalıştığımız eve geliyor. | TED | يعجبنا الضوء الذي يدخل الغرفة، لكن في عز الصيف، كل ذلك الحر يأتي إلى الغرفة والذي نحاول إبقائها باردة. |
| Aileye bir şans tanı. Kızlarını sağlıklı tutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | ترفق بأبويها قليلاً يحاولان إبقائها بصحتها |
| Ama şimdi ölmek istiyor oysa ben onun benimle kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | ولكن الآن و الآن هي تريد الموت وأنا أريد إبقائها معى |
| Okula gitmemesi ve evde kalması gerekiyordu, falan filan. | Open Subtitles | و لهذا كان عليهم إبقائها في المنزل على الذهاب للمدرسة .. |
| Sen 2006'da onu kaçıran kişiyi öldürdüğünde onu hayatta tutmanın bir gün işe yarayabileceğini düşünmüştük. | Open Subtitles | عند قتلت خاطفها في عام 2006 أدركنا أن إبقائها على قيد الحياة قد يكون مفيد في يوم من الأيام |
| Tedaviyi durduracak olursak, durumu daha da kötüleşip ciddileşir ve onu burada daha çok tutmamız gerekir. | Open Subtitles | إن توقفت عن الأدوية فلن تتحسن وسيتوجب علينا إبقائها هنا لوقت أطول |
| Ama birkaç gün tutmak istiyorum. Kendini toplaması için. | Open Subtitles | أريد إبقائها هنا لبضعة أيام , مع ذلك إنها مازالت تحتاج إلى بعض العلاج |
| Bugün ardında bıraktığın ceset sayısını düşününce, onu yanımızda tutmak en güvenlisi olur dedik. | Open Subtitles | لقد عرفت، بعد عد الجثث انك ستغادر الدنيا اليوم، إبقائها معنا كان حمايه جيده لها. |
| Onu bizim tarafımızda tutmak yararımıza olacaktır. | Open Subtitles | أظنها تستحق إبقائها في الخارج هل نمت معها ؟ |
| Onu burada tutmak için neden bu kadar uğraştığını şimdi şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | الآن علمت لماذا تحاولين بشدة إبقائها هنا. |
| Tek odağım o ve onu doğru yolda tutmak. | Open Subtitles | وكامل إهتمامي مُصبُ عليها وعلي إبقائها علي المسار السليم. |
| Bakın, biliyorum kulağa delice gelecek, ama onu mümkün olduğunca camlardan uzak tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حسنا، إسمع أعرف أن هذا يبدوا جنونا لكني أحاول إبقائها أبعد ما يمكن عن الزجاج |
| - Elektro IDS güvende tutmaya yardımcı. | Open Subtitles | أدوات تعريف كهربائية تساعد على إبقائها بأمان |
| Onu evde tutmaya çalıştım ama sırf kendi korkuların için birini hapsedemezsin. | Open Subtitles | حاولتُ إبقائها في المنزل، لكنلايُمكنكِأنتحجزيأحدهم .. لمُجرد تشعرين بالخوف عليه. |
| Kaçtım, çünkü cinayetin gizli kalmasını istediğim sorunlarımı açığa çıkaracağını biliyordum. | Open Subtitles | سبب هروبي لمعرفتي بأنّ الجريمة ستكشف أموراً أودّ إبقائها سريّة |
| Bu bilgiyi çok az kişi biliyor ve böyle kalmasını isterim. | Open Subtitles | قلائل من يعرفون تلك المعلومة، ونريد إبقائها كذلك. |
| Açık bir hatta ihtiyacı var, bu yüzden bunun açık kalmasını istiyor. | Open Subtitles | هو يحتاج وسيلة نقل، لذا همّ يريدون إبقائها مفتوحة. |
| Boşta yatak varsa burada kalması daha iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل إبقائها هنا إذا إستطعت بإخلاء سريرها |
| Sence onu rehin tutmanın bu duruma bir katkısı olacak mı? | Open Subtitles | أتعتقد إبقائها رهينة سيحسن الوضع ؟ |
| Onu gözlerden uzak tutarak bencillik yapıyorsun. | Open Subtitles | آه, لقد كانت أنانية منك, ابن الأخ إبقائها مخفية بعيدا |
| Onu burada tek başıma tutamam. | Open Subtitles | أنا لا استطيع إبقائها هنا لوحدي |