"إبنَي" - Translation from Arabic to Turkish

• Oğlumu
• oğlumsun
• Oğluma
• oğlumun
• Benim oğlum

Sana buraya bakıp kendi Oğlumu görmenin nasıl hissettirdiğini anlatamam.
أنا لا أَستطيعُ إخْبارك كيف جيدُ يَجْعلُني إشعرْ للنَظْر هنا ويَرى إبنَي الخاصَ.

Oğlumu aniden aldılar zar zor geçindiğimiz bir zamanda.
أَخذوا إبنَي فاجئَة واجهنَا اوقات صعبة.

Bunun yarısını yaptğı için Oğlumu azarlarken nasıl böyle bir şeye katılırım?
كَيْفَ أَكُونُ جزءَ شيء ما مثل ذلك عندما أنا تَواً أقعدتُ إبنَي... لعَمَل نِصْفِ الشيءِ كقذر؟

sen ailenin büyük oğlusun... sen benim oğlumsun...oğlum.
أنت الإبنَ الاكبر لهذة العائلة... أنت إبنَي... إبني.

Joshua, sen benim oğlumsun. Seni her zaman korurum.
جاشوا" أنت إبنَي" أنا سَأَحْميك دائماً

Oğluma iş gezisinde olduğumu söyleyebilir misin?
هَلْ يُمْكِنُ أَنْ تُخبرَ إبنَي على a عمل أَتعثّرُ؟

İnanıyorum ki, oğlumun ve varisimin babası bir baronet unvanı taşır.
أنا واثق من أن إبنَي ووريثَي سَيكونُ لديه أبّ بلقب "بارون"

o Benim oğlum değil! oğlum olduğuna inanmıyorum.
هو لَيسَ إبنَي أنا لا أشعر بأنّه إبنُي.

"Kendi öz Oğlumu şimdiye kadar buralarda göremedim, "bu işi sana verebilirim" mi?
"منذ أنا لا أَرى إبنَي الخاصَ هنا الآن، "أنا من المفضّل أن فقط أَعطيك الشغلَ"؟

Oğlumu alamazsın.
لا تستطيعي أَنْ تَأخُذَي إبنَي

Oğlumu vuran adamdan mı bahsediyorsun?
أخضر كاسيوس. الرجل الذي ضَربَ إبنَي.

Belkide Oğlumu o öldürmüştür.
ممكن يكون قَتلَ إبنَي

Senin gibi adamlar Oğlumu öldürdüler!
رجال مثلك قَتلوا إبنَي

Babamı sürgüne yollayıp öz Oğlumu öldürdüm.
نفيت أبي و قَتلتُ إبنَي

Oğlumu buluyorum ve düşmanımı kaybediyorum.
أنا وجدتُ إبنَي وفقدت عدوي.

- oğlumsun ve seni seviyorum.
- أنت إبنَي وأنا أَحبُّك.

Sen benim oğlumsun.
أنت إبنَي.

Benim oğlumsun.
أنت إبنَي.

Oğluma, birinin bizi yasaklı teknoloji kullandığımız için ihbar ettiğini söyledim.
- أنا كُنْتُ فقط أُخبرُ إبنَي ذلك شخص ما ذَكرَ بان لدينا تقنية غير مصرح بها

Oğluma babasının ismini koydum.
أعطيتُ إبنَي اسم أبوه.

Biliyor musun, oğlumun Kendi harçlığı olmaması için hiçbir neden görmüyorum.
أنا لا أفهم لِماذا إبنَي يَجِبُ أَنْ لا يحصل على حِصَّته الخاصة

O Benim oğlum olsaydı, bu yarışta O olurdu.
لوكَانتْهي إبنَي, لكانتفيهذاالسباق.