| Aşırı bir ısınma var. sürtünme ısısı. Uçağın hızı saatte 29.000 km. | TED | الحار جداً حرارة إحتكاك تبلغ.. 18 ألف ميل في الساعة |
| Çamur, sürtünme katsayısını yediden üçe indirmişti. | Open Subtitles | يُغيّرُ هبوطُ طينِ معاملَ إحتكاك مِنْ نقطةِ سبعة لإشارة ثلاثة. |
| buna dikkat edelim bu cisim dönüyor ve herhangi bir sürtünme yok. | Open Subtitles | لاحظ بأنّ هذا الشيء يدور بدون أيّ إحتكاك مطلقا |
| Birinci vitesteyiz. Temas sağlandı. | Open Subtitles | إدفعها خلال الحفرة الترس الأول , لدينا إحتكاك |
| Merkeze doğru ilerliyoruz. Temas yok, kayıp yok. | Open Subtitles | . نحن نتقدم نحو المركز , لا إحتكاك أو إصابات |
| Eşit uzunlukta iki patinaj izi bırakan araba, aynı anda iki tekerlekten çekişli olmalı. | Open Subtitles | السيارة التي خلفت تلك العلامات بإطاراتها كان لديها قوى إحتكاك |
| Yapış yapış tekerleği varmış, her bir metrede sürtme izleri bırakmış. | Open Subtitles | ولها عجلات لاصقة تترك أثر إحتكاك كل عدة أقدام |
| Sentetik: daha az sürtünme daha az kabarık demek. | Open Subtitles | المادة الصناعية، أقل إحتكاك بثور وسائلِ الأقلِ. |
| Ne yaramayacak be? sürtünme olsun yeter. - Ben daha önce böyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | ـ كلا، ليس كذلك، إنه مجرد إحتكاك ـ اسمع، أنني لم أفعل هذا من قبل |
| Ne yaramayacak be? sürtünme olsun yeter. - Ben daha önce böyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | ـ كلا، ليس كذلك، إنه مجرد إحتكاك ـ اسمع، أنني لم أفعل هذا من قبل |
| Ölümden söz açılmışken, çok hızlı delersem sürtünme kıvılcımı çıkar küpün içindeki gazları patlatır ve ölürüz. | Open Subtitles | بالتكلم عن الموت،إذا حفرت بشكل سريع شرارة إحتكاك و يحصل تفجّر الغازات في المكعّبين، ونحن سنموت |
| Tamam, şimdi, ellerini Sly'ın Guguk Kuşu Hamuru'yla kapla. Ellerini koruyacak ve aynı zamanda düşük sürtünme katsayısı olduğundan daha hızlı ineceğiz. | Open Subtitles | حسنا،الآن،غطي يديك بصلصال سلاي،سيحمي يدينا، لكن كذلك لديها معامل إحتكاك ضعيف لذا سننزلق إلى الأسفل بسرعة |
| Yoldaki sürtünme kuvveti ve fren izlerini analiz ettirdik. | Open Subtitles | "فحص الطريق السريع" "يُظهر نمطًا معين وقوة إحتكاك" |
| "Her yüz feet'te sudaki sürtünme kaybı. Borunun uzunluğu... | Open Subtitles | فقدان إحتكاك الماء في قدم" ... لكلمائةقدم،طول الأنبوب |
| sürtünme ve zararsız eğlenceden. | Open Subtitles | ليس سوى أكثر من إحتكاك |
| Burada önemli olan, yol Temas alanının çok küçük olması ve onun aracılığıyla 220 beygir gücü aktarmanız gerekmesidir. | Open Subtitles | مايهم هنا هو أن تكون بقعة إحتكاك الإطارات صغيرا و أن تستطيع أن تضع بها قوة 220 حصان |
| Gemiye çıktık. Henüz Temas olmadı. | Open Subtitles | على متن السفينه, لا يوجد إحتكاك إلى الآن |
| Danışmanlık işi, bilirsin bir Temas sporudur. | Open Subtitles | استشارى، كما تعلمين إنّها رياضة إحتكاك |
| Adil bir dövüş. Temas yok. | Open Subtitles | معركة عادلة ، دون إحتكاك |
| Bakın 60'larda, aynı anda iki tekerlekten çekişi, bağımsız arka süspansiyonlu, bu izleri yapacak güçte, Amerikan yapısı yalnız iki araba vardı. | Open Subtitles | الآن في الستينيات لم يصنع بأمريكا إلا سيارتين ...فقط يحتويان على قوة إحتكاك مع تعديل خلفي مستقل مع وجود قوة كافية لتخلف هذه العلامات |
| Buradaki ve buradaki fren izleri üst üste binmiş. Cesedi araçtan atmış olabilirler. | Open Subtitles | يبدو هناك آثار إحتكاك هنا وهنا خطى مت |
| Evet, patinaj izlerine bakılırsa, | Open Subtitles | أجل وفقاً لآثار إحتكاك الإطار |