| Belki olamayız ama istatistiksel konuşacak olursak büyük ihtimalle tanıdığı birisiydi. | Open Subtitles | حسناً، ربّما لا، ولكن من الناحية الإحصائيّة، إحتمال كبير أنّ من قتلها كان شخصاً تعرفه |
| Eğer bekler ve oynamasına izin verirsek büyük ihtimalle sahanın ortasında hayatını kaybeder. | Open Subtitles | إذا انتظرنا وتركناه يلعب، فثمّة إحتمال كبير أن يموت على أرض الملعب |
| Benimle konuşmazsan, bana... bana bildiğin herşeyi anlatmazsan, büyük ihtimalle kızını bir daha canlı göremeyeceksin. | Open Subtitles | إذا لم تتحدثوا معي، و لم تخبروني بكل ما تعرفونه فهناك إحتمال كبير بأن لا تشاهدا إبنتكما حية ثانية |
| Muhtemelen dev, kana susamış bir kuş tarafından saldırıya uğrayacağız. | Open Subtitles | لكن هنالك إحتمال كبير بأن نتعرض لهجوم من قِبل طائر آكل لحوم ضخم |
| Cyrus'un da Kripton'dan olma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك إحتمال كبير أن يكون سيرس من كوكب كريبتون |
| Onun için geri dönmesi çok muhtemel. | Open Subtitles | هناك إحتمال كبير أنه سيعود من أجلها |
| -Çünkü onu hareket ettirirsek apandisinin patlama olasılığı yüksek. | Open Subtitles | لأنّ إذا ما حرّكناه فإنّ هناك إحتمال كبير بأنّ رَبطته الحويصلة الصغيرة ستنفجر |
| Kocanızın felç geçirmiş olma olasılığı çok yüksek. | Open Subtitles | ثمّة إحتمال كبير أن زوجكِ أصيب بشلل |
| Yani büyük ihtimalle yasal olmayan bir şey. | Open Subtitles | إذا هناك إحتمال كبير بأن لا يكون قانونيا |
| Öfke sorunlarım var, çok fazla içiyorum ve büyük ihtimalle de seks bağımlısıyım. | Open Subtitles | لدي مشاكل مع الغضب، أعاقر الخمر كثيرا، وهناك إحتمال كبير من أني مدمن على ممارسة الجنس. |
| Ama büyük ihtimalle sınırı geçip, diğer ülkelere gitmeye çalışacaktır. | Open Subtitles | ولكن إحتمال كبير إنه سيحاول عبور الحدود |
| büyük ihtimalle başka bombalar da var. | Open Subtitles | إحتمال كبير بوجود قنابل أخرى |
| Soruşturma sürüyor, ama ikimizde biliyoruz ki büyük ihtimalle Tom Keen hayatta. | Open Subtitles | التحقيقات جارية و كلانا يعلم هـناك إحتمال كبير أن يكون ( توم كين ) على قيد الحياة |
| Muhtemelen dev, kana susamış bir kuş tarafından saldırıya uğrayacağız. | Open Subtitles | لكن هنالك إحتمال كبير بأن نتعرض لهجوم من قِبل طائر آكل لحوم ضخم |
| Toby, bu seyin ise yaramamamasi ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | (توبي)، هناك إحتمال كبير أنّ هذا الأمر لن ينجح! |
| İşkence sonucunda öğrendiyse... O zaman çok muhtemel ki | Open Subtitles | فهناك إحتمال كبير |
| Söylemek istediğim, sana tamamen doğru gelmediyse bir kerelik bir şey olma olasılığı yüksek. | Open Subtitles | ماأقصدههو .. لو لم تشعري بأنه شئ صحيح فهناك إحتمال كبير أنها كانت علاقة عابرة |
| Malı alamazsak şayet, bunu yapma olasılığı çok yüksek. | Open Subtitles | إحتمال كبير جداً إلا إذا قمنا بخطوة -حسنٌ, ألديك خطة؟ |