"إحساسي" - Translation from Arabic to Turkish

• hissediyorum
• hislerim
• İçgüdülerim
• his
• hissettiğimi
• içimden
• hissedemez
• duygum
• hislerimi
• sağduyuma
• hissettiğim
• hissedeceğim
• hissini

Yine de bugünden itibaren kendimi bir kobay gibi hissediyorum.
بالرغم من إحساسي بأني حقل تجارب يومًا بعد يوم

Dişi yaratıklarla ilgili muazzam sezgisel hislerim, bana kaygılı olduğunu bildiriyor.
إحساسي الحدسي للمخلوق النسائي يخبرني بأنّكِ مضطربة

İçgüdülerim, hiç anlayamayacağımızı söylüyor çünkü o bizim gibi değil.
إحساسي يخبرني أننا لن نفهم غرضه أبدًا لأنه لا يشبهنا

Ama içimden bir his silahların burada bir yerde olduğunu söylüyor.
،لديه سلاح في مكان ما هُنا إحساسي يُخبرني بهذا

Kokusunu, nasıl hissettiğimi nasıl korktuğumu, ne kadar yalnız olduğumu.
أتذكّر الرائحة، و إحساسي... مدى خوفي، و كم كنتُ وحيدة.

"Zamanı hissedemez oldum."
"فقدت إحساسي بالوقت"

Senin benden uzaklaştığını mı hissediyorum... yoksa kalbim bana bir şeyler mi söylemeye çalışıyor bilmiyorum.
ولا أعرف إن كان ذلك بسبب إحساسي بأنك تنسل عني أو لأن قلبي يحاول إخباري شيئاً

- Öldürmeye yönelik duygular mı hissediyorum yoksa bana mı öyle geliyor?
هل إحساسي بأنك قاتل محترف صحيح .. أم أنه مجرد إحساس؟

Emindim, benim için yapılmış gibiydi senin için de öyle hissediyorum.
إحساسي صحيحا، مثل أنه قد أحرز بالنسبة لي وهذا كيف أشعر عنك

hislerim bana sizin iyi biri, çalışkan bir anne olduğunuzu söylüyor.
ينبئُني إحساسي أنك إمرأة محترمة، و أمّ مكافحة

Konu ben veya hislerim değil. Sen saygı duymazken onlar kararlarıma nasıl duyacaklar?
هذا ليس بشأني أو بشان إحساسي كيف لهم أن يحترموا قراراتي عندما لا تحترمها أنت؟

İçgüdülerim aklında bir şey olduğunu fısıldadı ve eğer sakin kalıp ona yeterince zaman tanırsam ne olduğu ortaya çıkacaktı.
إحساسي الداخلي أخبرني أن هناك شيئاً في بالها، وأنني إذا بقيت صامتةً وأعطيتها وقتاً كافياً، فسيخرج هذا الأمر.

Buna dokunmamamız gerektiğiyle ilgili tuhaf bir his var içimde.
إحساسي يخبرني أننا لا يجب أن نمسه

Ve bu yeteri kadar utanç verici değilmiş gibi tam olarak böyle hissettiğimi tahmin ediyor.
و إن لم يكن هذا محرجا بما يكفي, فهكذا عرف إحساسي بالضبط.

Ama içimden bir ses senin baba nasihatlerin olduğunu söylüyor.
إحساسي يخبرني بأن لديك نصائح أبوية مرتّبة

Ancak benden alamayacağın tek şey merhamet duygum.
الشيء الوحيد الذي لا يمكن حرماني هو إحساسي نعمة.

Onu önemsiyorum ama keşke hislerimi içimden çıkarıp çamur içinde ezmek istiyorum.
وأنى أهتم بهِ ولكنيّ أود أن أقتلع إحساسي وأسحقها كالنفايات

74 yıldır sağduyuma göre hareket ediyorum, beni yarı yolda bırakmayacaktır.
إستعمل إحساسي العام لـ 74 سنة و لم يخذلني حتى الآن

Dışarı benim içerde hissettiğim gibi bakıyordun.
لقد كان شكلك الخارجي يعبر عن إحساسي في الداخل .

Her seferinde, tekrar tekrar daha iyi hissedeceğim.
مراراوتكرارا, وفي كل مرة كان إحساسي جيداً.

Bir yerlere taşındığı hissini atamıyorum.
ـ إحساسي يقول بأنه إنتقل إلى مكانٍ آخر