"إحضارها" - Translation from Arabic to Turkish

• getirmek
• getirebilir
• almamı
• getirmeni
• getirmeyi
• getirilmişti
• getirebiliriz
• getirebilirim

Erkek değil, bayan, ve onu sorgulamak için getirmek, biraz problem olacak.
انها ليست رجلا بل فتاة إحضارها للاستجواب قد يكون مشكلة

Psikojolik teste mi getirmek istiyorsunuz?
هل تريد إحضارها لوحدة تقييم العلوم النفسية ؟

Pazartesi günü okula getirebilir misin?
هل يمكنك إحضارها لي بالمدرسة يوم الأثنين؟

Bu nadir durumlarda da onu buraya getirebilir miyiz diye merak ediyordum.
.. وفي تلك الأوقات النادرة كنت أتسائل ما إذا كان بمقدورنا إحضارها إلى هنا

Hayır, sorun değil. Çocuğun biri benden, onun için almamı rica etmişti ama ben...
كلا أحد الأطفال طلب مني إحضارها له لكني

İşte çikolatalarım. Sana benim için getirmeni söylediğim çikolatalar.
و هاهي شكلاطتي ، الشكلاطة التــي طلبت منك إحضارها لي

Onu yanımda getirmeyi planlamadım. Olduklarında daha iyi olduklarını sanıyorlar.
لا أفكر فى إحضارها معى فهم يعتقدون انهم افضل منى

Burada getirilmişti, diğerleri buraya diktiler.
لقد تم إحضارها هنا , ذُرعت من قِبّل الأخرين

2000 dolar verirseniz onu size geri getirebiliriz.
.. بألفي دولار أخرى يمكننا إحضارها إليك

Eğer kendi bedenime geçersem parşömen bende olacak demektir. O zaman onu size getirebilirim.
إذا عدتُ لجسدي ستكون اللفيفة معي و بوسعي إحضارها لكم

Kendim getirmek istedim çünkü duyunca sevineceğinize inandığım bazı haberlerim var.
فكرت في إحضارها شخصيًا لأن لدي بعض الأخبار التي أظن أنكِ ستسرين بسماعها

Emirlerim onu oraya getirmek ve bize sınırı geçirecek bir aktifle buluşmaktı.
كما أنَّ أوامري كانتْ تنصُ على إحضارها إلى هناكْـ ومن ثمَّ أتقابلُ مع مساعدٍ يساعدنا في عبورِ الحدودِ

Onu işe almak zaten kötü bir fikirdi, Tucker'ın partisine getirmek ise felaketti.
لقد كانت توظيفها قرارا سيئا , والأسوء من ذلك إحضارها الى حفلة (تاكر)

- Kendi getirmek istedi ama acil bir telefon geldi ve Phuket'e giden ilk uçağa atladı. - Yalan söylediğini biliyorum.
أراد إحضارها بنفسه لكنّه تلقّى مكالمةً عاجلةً فاضطرّ لركوب أوّل رحلةٍ إلى "بوكيت".

ah beni geri getirmek istediğin için kıyafetler.
الملابس التي طلبتي مني إحضارها.

İşten sonra onu şehir içine getirebilir misin?
هل يُمكنكِ إحضارها لوسط البلدة بعد العمل؟

Yarın veya daha sonra getirebilir misin?
هل بإمكانكِ إحضارها غداً أو مثل ذلك؟

Kapıya getirebilir misiniz?
إن كان يمكنك إحضارها في مقدمة المبنى

Oraya gidip senin için onları benim almamı ister misin?
- نعم - أتريدينني أن أذهب؟ يمكنني إحضارها لكِ

Elinde bir çanta var. Onu bana getirmeni istiyorum.
،لديه حقيبة .وأُريد منكَ إحضارها ليّ

Bak, eve geri getirmeyi unutmadım, işte burada, ha ha!
أنظري ، تذكرت إحضارها للمنزل ، هاهي ذا -

8 yıl önce, karım Margot Beck buraya getirilmişti.
قبل 8 سنوات زوجتي مارجوت بيك تم إحضارها لهنا.

Ya da onu biz getirebiliriz.
أو يُمكننا إحضارها.

- Yarın getirebilirim.
إنّها ليست هنا. يمكنني إحضارها غدًا.