| Sana babanın kötü bir insan olduğunu düşünmediğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد إخباركِ أننى لا أعتقد أن والدكِ شخص سىء |
| Sana babanın kötü bir insan olduğunu düşünmediğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد إخباركِ أننى لا أعتقد أن والدكِ شخص سىء |
| Sana söyleyemem. Ama ayrıntılara takılıp gözünün önünde duranı kaçırma. | Open Subtitles | لا استطيع إخباركِ لكن لاتلهيكِ التفاصيل عما يركن نصب عينيكِ |
| Beni görmek istemediğini biliyorum ama sana bunu söylemem gerekiyordu. | Open Subtitles | أدرك بأنّكِ لا تريدين رؤيتي ولكن وجب عليّ إخباركِ بذلك |
| Sana daha fazlasını söyleyebilirim ama şundan emin ol gerçekte, yaşlanmadın. | Open Subtitles | لن أستطيع إخباركِ بالمزيد، لكنـِّي أؤكـد لكِ. في الحقـيقة، لم يُصبكِ الكِـبَر. |
| Evde öyle çok iş var ki, anlatamam canım. | Open Subtitles | هناك أحداث كثيرة حدثت بالمنزل لا أستطيع إخباركِ يا عزيزتى |
| Beni duyabiliyor musun bilmiyorum, Leela. Ama sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كنتِ تستطيعين سماعي لكن هناك شيء أود إخباركِ به |
| Delice gelecek ama sana hep söylemek istediğim bir şey vardı. | Open Subtitles | هذا يبدو نوعاً من الجنون , ولكن هناك شيء أود إخباركِ به |
| Sana yerini söyleyemem. Ailesinin bilmesini istemiyor. | Open Subtitles | لا استطيع إخباركِ بمكانه إنه لا يريد أن تعرف عائلته |
| İnan bana. Ama söyleyemem. | Open Subtitles | أود إخباركِ , صدقيني أريد لكنني لا أستطيع |
| Pekala, sana ne yapacağını söyleyemem ama, yani... insanların senin Anonim olduğunu bilmesi lazım. | Open Subtitles | لا أستطيع إخباركِ حقاً بما تفعلين يجب أن يعرف الناس أنك المجهول |
| Dinle...sana söylemem gereken bir şey var. Ben... | Open Subtitles | اسمّعِي، هنالك أمرٌ عليّ إخباركِ به أنا.. |
| Ama bak, içeri girmeden önce sana söylemem gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | أصغي , قبل أن ندخل اريد إخباركِ بأمر آخر , حسناً ؟ |
| Birkaç dakika konuştuk. Durumunu kabullendiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | لقد قضينا آخر دقيقتين بالحديث ويمكنني إخباركِ بأنه متقبلٌ لما يحدث |
| Kim olduğunu bilemem ama ne işle meşgul olduğunu söyleyebilirim. Hayvan doldurma sanatçısı! | Open Subtitles | لا أعرف من هي، لكن بإمكاني إخباركِ ما كانت تعمل. |
| Seninle tartışmanın beni ne kadar üzdüğünü anlatamam. | Open Subtitles | لا استطيع إخباركِ كم هو مؤلم أن أكون على خلاف معكِ |
| Evet, son dakikada ayarlanan bir şeydi bu yüzden dün gece sana söylemeye fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لقد كان قرار في آخر لحظة لذا لم أحظ بفرصة إخباركِ ليلة البارحة |
| Sana bir şey söylemeliyim ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ, عليّ إخباركِ بشيء لكن لا أعرف الكيفية لذلك. |
| Sana söylemeliydim sana dürüstçe söylemeliydim. Hayır. | Open Subtitles | كان عليَّ القدوم لكِ و كان عليَّ إخباركِ أن هنالك شيءٌ يجري. |
| Sana her hareketimi anlatmaya devam mı edeceğim? | Open Subtitles | هل مازلنا نقوم بنفس الشيء حيث علي إخباركِ بكل حركة صغيرة.. |
| bilmeni istiyorum ki çok çalışacağım ve benden gurur duymanı sağlayacağım. | Open Subtitles | أعتقدُ أنّي أُريد إخباركِ وحسب أنّي سأكدح في عملي وسأجعلكِ فخورةً. |
| Neden paranın peşinde olduğumu anlatabilirim, tamam mı? | Open Subtitles | يمكنني إخباركِ بالسبب الذي دعاني أسرق النقود، حسناً |
| Buradaki işlerimiz bittikten sonra sana anlatmak istediğim bazı şeyler var, bilirsin, Oz'a geldikten beri yaptıklarımla ilgili. | Open Subtitles | بعدَ انتهائنا من العبَث هُنا أودُ إخباركِ عَن بعض الأمور |
| Bir şey olmadığını söylememi istedi. | Open Subtitles | و قد طلب منّي إخباركِ بأنه لايوجد أي شيء |
| Keşke ne olduğunu söyleyebilsem. | Open Subtitles | ليتني أستطيع إخباركِ بما حدث |
| Sana söyleyemezdim, asla kalmayacağını biliyordum. | Open Subtitles | لم أستطع إخباركِ. علمتُ بأنكِ لن تبقي أبداً. |