| Besinli hava icadım sayesinde, Sonunda Dünya'yı daha iyi bir yer yaptım. | Open Subtitles | ،بسبب إختراعي لجعل الطعام يتساقط من الجو أخيراً، جعلت العالم مكان أفضل |
| İcadım, Güneş'in bedava enerjisini yoğunlaştırarak onu mekanik harekete çevirir. | Open Subtitles | يُركزُّ إختراعي الطاقة المجانية للشمس و يحولها إلى حركةٍ ميكانيكية. |
| Benim icadım, çevre dostu bir mekanik harika. | Open Subtitles | هي إختراعي الثوري أعجوبة عالم الآلات |
| Biliyor musun, eğer bu gece gerçekten iyi geçerse, bulduğum oyunu pazarlamayı düşünebilirim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، إذا هذا المساء يَذْهبُ جيّدُ جداً، أنا قَدْ أَعتبرُ التسويق إختراعي الصَغير. |
| RT: Bir sonraki buluşum, ben bir elektrikli çit yapmak istiyorum. | TED | ريتشارد: إختراعي القادم هو، أريد أن أصنع سور مكهرب. كريس: سور مكهرب؟ |
| En harika icadımı yok etmemle, Daha da iyi bir şey kazandım: | Open Subtitles | ،بتدميري إختراعي العظيم : لقد حظيت بشيء رائع |
| Efkarladım şimdi. Üstgeçitten en uzağa tükürme icadımın tam zamanı. | Open Subtitles | أشعر بالملل ، حان وقت أن أمارس إختراعي وهو البصق من فوق الجسر |
| Ve patentli seminerimle hipnoz yoluyla emlakçılıkta nasıl köşeyi döneceğinizi anlatıyorum. | Open Subtitles | وبواسطة إختراعي الفريد ستتعلم كيف تسيطر على سوق العقارات بواسطة التنويم المغناطيسي |
| Ve şimdi benim en son icadım. | Open Subtitles | والآن, إختراعي الجديد. |
| Yeni icadım. | Open Subtitles | ـ إختراعي الجديد |
| Benim kendi icadım. Bu çok korkunç. | Open Subtitles | إختراعي الخاص, هذا مريع |
| Kurallara göre yaşarım. Kendi icadım olan kurallara göre. | Open Subtitles | "أعيش بواسطة كود سري كود من إختراعي" |
| Morpheus benim. Benim icadım. | Open Subtitles | "مورفيوس" لي إنه من إختراعي |
| Kendi icadım. | Open Subtitles | إختراعي الخاص. |
| Yeni icadım. | Open Subtitles | إختراعي الجديد |
| O zaman cevabım hayır. Bu tamamen kendi bulduğum bir fikirdir. | Open Subtitles | إذن الإجابة هي لا، هذه فكرة مبتكرة بالكامل ومن إختراعي لوحدي |
| Benim bulduğum sporun ilk maçına. | Open Subtitles | رياضة من إختراعي الخاص |
| En büyük buluşum. Ya da en azından en sevdiğim. | Open Subtitles | إنه إختراعي العظيم أو على الأقل المفضل لدي |
| İlk icadımı 23 yaşında satmıştım. | Open Subtitles | كُنت في الـ23 من عُمري عندما بعت إختراعي الأول |
| Sadece son icadımın rötuşlarını yapıyorum. | Open Subtitles | أني أضع اللمسات النهائية على إختراعي الأخير |
| Benim doğu ve batı patentli Traeger hindi burgerim. | Open Subtitles | برغر الديك الرومي المكون من اللحم الشرقي وهو من إختراعي |
| Kendi üretimim. | Open Subtitles | إنها من إختراعي |