| Bunun bir hata olduğunu düşünmemeliyiz. | Open Subtitles | نحن لا يمكن ان نفكر في هذا على انه إخفاق |
| Bu adli bir hata ve bunun için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | إنه إخفاق للعدالة ، لا يوجد شيء يمكنك القيام به |
| Genetik hata düzelticiler milyarda bir... oranından daha az biçimde işlev görürler. | Open Subtitles | تُخفِّض شفرات تصحيح الخطأ نسبة إخفاق النسخ إلى أقل من واحد من المليار |
| Vaktim yok buna. Epik sıçış! | Open Subtitles | ليس لدي وقت لذلك إخفاق ملحمي |
| Bu büyük bir sıçış kızlar. | Open Subtitles | هذا إخفاق ملكي يا فتيات |
| Tutuklama ... - O fiyaskodan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | إذا كان هذا بشأن الإخفاق أنا لا أتحدث عن الفشل الرهيب الذي تسميه إخفاق |
| Fairhope'daki fare fiyaskosundan sonra, olabilir. | Open Subtitles | حسناً بعد إخفاق الذريع للفئران في فيرهوب أتعلم نحن قد نحصل عليه |
| Bugünkü gibi tek bir hata daha yaparsan, kovulursun. | Open Subtitles | إخفاق آخر مثل اليوم و سوف تطرد |
| Büyük bir hata yapıyorsunuz. | Open Subtitles | هذا كله خطأ. أعني، ليس خطأ، إنما إخفاق... |
| - Sen bilirsin ama bana büyük bir hata gibi geldi. | Open Subtitles | إذا قلت ذلك -يبدو ذلك إخفاق كبيرا لى |
| - Çok büyük bir hata yapmışsın. | Open Subtitles | حسناَ هذا إخفاق جسيم هنا |
| Tek bir hata yaptım. | Open Subtitles | لقد كان إخفاق واحد. |
| Kaynaklarımın söylediklerine bakılırsa, şanssız gelin adayımız, Sue Storm dün meydana gelen utanç verici fiyaskodan sonra görünmez olup ortalıktan kayboldu. | Open Subtitles | مصادري الداخلية تخبرني أن العروس الغير محظوظة التي هي سو ستورم تحولت إلى خفية و يبدو أنها شوهدت على هذا الحال بعد إخفاق محرج بالأمس |
| Fuar fiyaskosundan sonra aile üyeleri birbirleriyle konuşmuyordu. | Open Subtitles | بعد إخفاق مهرجان (أوهايو)، قاطع أفراد العائلة بعضهم |