| Yani kız bir avukat, çok zeki olmalı Evet öyle | Open Subtitles | إنها محاميه ، إذاً لا بد من ان تكون ذكيه |
| Bunu gören biri olmalı. Bir tanık, bir arkadaş! | Open Subtitles | إذاً لا بد من وجود أحد قد رأى ذلك شاهداً، صديق؟ |
| Herifi oraya çeken bir şey olmalı. | Open Subtitles | شكراً ، إذاً لا بد و أن شيئاً أثار انتباهه |
| O zaman zannımca son yüz yıllık ıstırabı ve savaşı hayal etmiş olmalıyım. | Open Subtitles | إذاً لا بد أنني كنت أتخيل آخر 100 عام من الحرب و المعاناة |
| O zaman kulaklarını dana net duymaya adapte etmeliyiz. | Open Subtitles | إذاً لا بد أن نعدّل أذنيك لتسمع بوضوح أكثر |
| Sanırım savunma makamı O zaman bir alakası olduğunu düşünüyor olmalıydı. | Open Subtitles | إذاً لا بد أن هيئة الدفاع ظنت عندها بان ذلك له ارتباط بعض الشيء |
| - Hayır. O halde ortağı da onunla eşit olmalı, ya da ona rakip olmayan biri. | Open Subtitles | إذاً لا بد أن الشريك متساوي معه بشكل ما أو على الأقل ليس منافساً |
| Peki, birkaç tane kazanan olmalı. Ne düşünüyorsun, Ray? | Open Subtitles | حسناً، إذاً لا بد وأن يتواجد هنا بعض المؤهلين |
| bu şık bi ceket... birileri bunun için servet ödemiş olmalı. | Open Subtitles | هذه هي ماركة المعطف إذاً لا بد أن أحدهم قد أنفق ثروة للحصول عليه |
| Öyleyse casusluk planının bir parçası olmalı. | Open Subtitles | إذاً لا بد أنها كانت جزء من عملية التجسس هذه |
| Olay Yeri üzerinde barut izi olmadığını söyledi kısacası onu kim öldürdüyse uzaktan ateş etmiş olmalı. | Open Subtitles | ،يقول محققو مسرح الجريمة أنه لا يوجد آثار لطلق ناري عليه إذاً لا بد أن الطلقة التي قتلته أطلقت من على بعد |
| - Eğer herkes içerideyse katil simülasyona dışarıdan girmiş olmalı. | Open Subtitles | حسناً، إذاً إن كان جميع الناس في الداخل مبررين، عندها إذاً لا بد أن قاتلنا قد آتى من خارج المحاكاة |
| - Verici, kargo gemilerinde olur. - Arkady evraklarda oynama yapmış olmalı. | Open Subtitles | إذاً, لا بد وأن أركادي قد تلاعب بذلك الوصل |
| O zaman yatağımın altında yaşayan bir bozayı var. | Open Subtitles | حسناً, إذاً لا بد من أنَّ هنالك دبٌ أشيبٌ |
| O zaman yarım saat önce yakılmış olmalı. | Open Subtitles | إذاً لا بد أنه أشعل في آخر نصف ساعة تقريباً |
| O zaman otelde olmalı. | Open Subtitles | إذاً لا بد من أنها داخل الفندق |
| O zaman bu herif gerçekten çok kötü olmalı. | Open Subtitles | إذاً لا بد وأن هذا الشخص سيىء جدا |
| O zaman seni cehaletinle baş başa bırakmalıyım. | Open Subtitles | إذاً لا بد لي أن أتركك في الجهل. |
| O zaman, Keefer'a çok iş düşüyor desene. | Open Subtitles | حسناً, إذاً لا بد وأنَّ "كيفر" له علاقةٌ بالأمر |
| O zaman doğru olması lazım. | Open Subtitles | إذاً. لا بد ان يكون صحيحاً |