| Ben Tanrı'nın habercisiyim. Burada kalırsanız sonunuz kötü olur. | Open Subtitles | أنا مرسل من الله أنتم هالكون إذا بقيتم هنا. |
| Ama kalırsanız, hamağı paylaşırsınız. | Open Subtitles | ،لكن إذا بقيتم ستشاطران الأرجوحة الشبكية |
| Sakin kalırsanız, akşam yemeği için evinize dönersiniz, anladınız mı? | Open Subtitles | إذا بقيتم هادئين سوف تذهبوا الى منازلكم لتناول العشاء , هل تفهموا ذلك؟ |
| Muhtemelen güvenmemelisiniz, ama burada kalırsanız sizi canlı canlı yakmaya çalışan her kimse ona kolay hedef olacaksınız. | Open Subtitles | مـن المحـتمل ألا تثقـوا بي لكن إذا بقيتم هنـا ستكونـون صيّدًا سهـلاً للشخص الذي حـاول حرقكم وأنتم أحياء |
| Aradığınız Muhammed adındaki adama gelince de akşam namazına kalırsanız 40 tane kadar bulursunuz. | Open Subtitles | الذي تبحثون عنه إذا بقيتم إلى صلاة العشاء سوف تجدون ربما 40 شخص بهذا الإسم |
| Burada kalırsanız, öldürürler sizi. Teker teker. | Open Subtitles | إذا بقيتم , سوف يقتلونكم واحدا واحدا |
| Sizi uyarmalıyım. Eğer kalırsanız sonunuz kötü. | Open Subtitles | على تحذيركم أنتم هالكون إذا بقيتم. |
| kalırsanız, parti bundan böyle maaşınızı ödemeyecektir. | Open Subtitles | إذا بقيتم, فإن الحزب لن يدفع رواتبكم. |
| kalırsanız, parti bundan böyle maaşınızı ödemeyecektir. | Open Subtitles | إذا بقيتم, فإن الحزب لن يدفع رواتبكم. |
| Hafta sonu burada kalırsanız Pazartesi görüşebiliriz, ya da biz Chicago'ya sizi görmeye geliriz. | Open Subtitles | يمكننا إما التحدث يوم الإثنين إذا بقيتم لعطلة نهاية الإسبوع أو يمكننا القدوم "لرؤيتكم في "شيكاغو |
| İkiniz de kalırsanız, kuralları çiğnemiş olursunuz. | Open Subtitles | إذا بقيتم معاً هذا يخالف القوانين |
| Burada kalırsanız, Adama'ya onları kurtarması için bir şans verirsiniz. | Open Subtitles | إذا بقيتم فستمنحون (أداما) الفرصة لإنقاذهم |
| Pekala, eğer Springfield Nükleer Santrali'nde kalırsanız, her gün bu harika donutlardan yiyebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا بقيتم في معمل (سبرنغفيلد) النووي فستحصلون على واحدة من هذه في كل يوم |
| - Siz kalırsanız ben de kalırım. | Open Subtitles | أنا لست خائفاً - سأبقى إذا بقيتم - |
| Burada kalırsanız zarar görürsünüz. Hadi gidelim. | Open Subtitles | ستتأذون إذا بقيتم , لنتحرك |
| Eğer burada kalırsanız ölürsünüz. | Open Subtitles | ستموتون إذا بقيتم هنا |
| Orada kalırsanız ölürsünüz! | Open Subtitles | ! ستموتون إذا بقيتم مكانكم |
| Fakat kalırsanız, Boston küllerinizin dinlenme yerinden başka bir şey olmayacak. | Open Subtitles | لكن إذا بقيتم ستُصبح ((بوسطن))... المكان الذى يستقر فيه رمادكم. |