| Eğer başka şeyler hakkında konuşmak istersen, o zaman başka şeyler hakkında konuşuruz. | Open Subtitles | إذا تُريدُ الكَلام حول شيء آخر، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَتكلّمَ حول شيء آخر. |
| Daha başka istersen, haber ver. | Open Subtitles | إذا تُريدُ أكثرَ، يَدْعو إلى العبوات الجديدةِ. |
| Daha başka istersen, haber ver. | Open Subtitles | إذا تُريدُ أكثرَ، يَدْعو إلى العبوات الجديدةِ. |
| Ama isterseniz kamyoneti alabilirsiniz. | Open Subtitles | لَكنَّك يُمكنُ أَنْ تَأخُذَ الشاحنةَ إذا تُريدُ. |
| Daha fazlasını görmek istiyorsanız, bekleyin. | Open Subtitles | إذا تُريدُ أَنْ أنظر المزيد مِنْ، تَتسكّعُ. نحن سَنَكُونُ خلفيون بالترفيهِ الأكثرِ. |
| İşlemleri başlatmak istiyorsa başlatsın. | Open Subtitles | إذا تُريدُ بَدْء الإجراءاتِ، دعنا نَمْضي. |
| Şimdi eğer benim öğüdümü istersen çık dışarı, kendine güzel bir yemek ısmarla. | Open Subtitles | الآن إذا تُريدُ نصيحتَي عليك أن تخرج الآن وتشترى وجبة شهية |
| İstersen gidebilirsin. Umurumda olmaz. | Open Subtitles | إخرجْ من هنا إذا تُريدُ إلى أحد لا يَهتمُّ |
| İstersen, seninle sokakta karşı karşıya gelelim. | Open Subtitles | إذا تُريدُ إلى، أنا سَأُخرجُ هذا على الشارعِ. |
| Eğer ellemek istersen benim karnımda da biraz hareket var. | Open Subtitles | حَصلتُ على بعض المادةِ أَستمرُّ إذا تُريدُ الشُعُور. |
| Gitmek istersen, seni durduramam. | Open Subtitles | لكن إذا تُريدُ تَرْك، أنا لا أَستطيعُ تَوَقُّفك. |
| Yani ben de orada olacağım, gelip göz atmak istersen... | Open Subtitles | سأَكُونُ هناك أيضاً إذا تُريدُ القدوم للمراقبة |
| Ama konuşmak falan istersen, bilirsin bizim hakkımızda... | Open Subtitles | لكن إذا تُريدُ التكَلم أَو شيء ما تَعْرفُ عنا أَو |
| İsterseniz hepiniz dans edebilirsiniz? | Open Subtitles | أنتم جميعاً يُمْكِنُ أَنْ تَرْقصوا إذا تُريدُ إلى. |
| Merdivenden iniyor İsterseniz onu yakalayabilirsiniz. | Open Subtitles | هي تُرهقُ الدرجاتَ. أنت يُمْكِنُ أَنْ تَمْسكَها إذا تُريدُ إلى. |
| Neyin peşinde olduklarını öğrenmek istiyorsanız başka şansımız yok. | Open Subtitles | إذا تُريدُ الإكتِشاف بإِنَّهُمْ يعود إلى، نحن لَيْسَ لَنا إختيارُ. |
| Oğlunuza yardım etmeyi istiyorsanız, onu bizimle konuşmaya ikna edin. | Open Subtitles | إذا تُريدُ حقاً أَنْ تُساعدَ إبنكَ، هنا أَقترحُ. إحصلْ عليه للكَلام معنا، |
| Mary'e dosyanın içeriğinde ne olduğunu öğrenmek istiyorsa teslim olması gerektiğini söylemelisin. | Open Subtitles | لَكنَّك تَحتاجُ لإخْبار ماري الذي إذا تُريدُ القِراءة الذي داخل، هي سَيكونُ عِنْدَها إلى دُرْ نفسه في. |