| Ve ben gerçekten l iyi olup olmadığını görmek için tarafından gelen teşekkür ederiz. Bu tatlı oldu. | Open Subtitles | و أنا أقدر حقاً قدومك لرؤيتي إذا كنت بخير ، هذا كان لطيفاً |
| Az önce, feci şekilde elimi yaktım ve nezaketen, iyi olup olmadığımı sordum kendime. | Open Subtitles | أنا فقط أحرقت يَدِّي وأنا سَألتُ نفسي إذا كنت بخير. |
| Aradı ve senin iyi olup olmadığına bakmamı söyledi. | Open Subtitles | لقد أتصلت بي لكي ترى إذا كنت بخير لم أكن أعلم عن ماذا كانت تتحدث |
| Gün boyu perdelerini açmadın. İyi misin diye merak ettim. | Open Subtitles | أنت لم تفتح ستائرك اليوم أردت أن أعرف ما إذا كنت بخير |
| - Bu da neden yere eğildiğini açıklar iyi olup olmadığını kontrol etmek istemişti. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا أنحني ليفحصك ليرى إذا كنت بخير |
| Hapiste olduğunu söylediğimde ilk sorduğu şey iyi olup olmadığın. | Open Subtitles | عندما أخبرته أنك في السجن أول شئ سألني عنه كان إذا كنت بخير |
| iyi olup olmadığımı bilmek istemiştir sadece. | Open Subtitles | موقنة أنه يود معرفة ما إذا كنت بخير فحسب |
| Askerî hastaneden bir sedyenin üzerinde çıkışım ve bütün timimin dışarıda iyi olup olmadığımı görmek için bekleyişi çok net bir şekilde gözlerimin önünde. | TED | وكان لدي صورة واضحة جدا على أنني سأترك مستشفى القاعدة على حمالة وكانت تنتظر فصيلتي بالكامل في الخارج لمعرفة ما إذا كنت بخير. |
| Çok kaygılandım. İyi olup olmadığını bilmiyordum. Polisler... | Open Subtitles | كنت قلقة , أنا لم أعرف إذا كنت بخير , الشرطة... |
| Sadece bildiğin gibi iyi olup olmadığını görmek istemiştim. | Open Subtitles | .. كما تعلم أردت أن أعلم إذا كنت بخير |
| İyi olup olmadığınızı merak ediyorum. | Open Subtitles | كنت أتساءل فيما إذا كنت بخير |
| İyi olup olmadığını merak ettim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أرى إذا كنت بخير |
| İyi olup olmadığına bakmaya geldim. | Open Subtitles | أتيت لأرى إذا كنت بخير لأن رأسك كان... |
| İyi olup olmadığını sordu. | Open Subtitles | لقد سألتني إذا كنت بخير |
| - İyi olup olmadığını soruyor. | Open Subtitles | أراد معرفة إذا كنت بخير. |
| İyi misin diye bakmak istedim. | Open Subtitles | والاطمئنان عليك والتأكد فيما إذا كنت بخير |
| İyi misin diye bakmaya geldim. | Open Subtitles | جئت للتو لمعرفة ما إذا كنت بخير. |
| Yani, önceden hastaydım ama bana sürekli iyi misin diye sormayan bir tek sen varsın hayatımda. | Open Subtitles | أعني أعرف بأنني كنت مريضة .... لكن أنت الوحيد اللذي يسألني طول الوقت إذا كنت بخير |