| Burada kalacaksan kendini toparlasan iyi olur. | Open Subtitles | إذا كنت ستبقى هنا تتعود على طريقة العيش بنفسك |
| Burada kalacaksan, terbiyeni takınmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | إذا كنت ستبقى هنا, فيجب أن تتعلم كيف تتصرف بنفسك. |
| Eğer benimle kalacaksan, sana güvenebileceğimi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | إذا كنت ستبقى معي، أحتاج لأن أعرف أنّه يمكنني الوثوق بك. |
| Bir süre kalacaksan kira ödemen gerekir bence. | Open Subtitles | إذا كنت ستبقى لفترة طويلة أعتقد أن عليك أن تدفع الإيجار |
| Ama gece boyunca dışarıda kalacaksan en azından ara. | Open Subtitles | يا إلهي، هذا لا يحدث ولكن إذا كنت ستبقى بالخارج طوال اليلة أتوقع على الأقل مكالمة هاتفية |
| Eğer kalacaksan çalışmalısın. | Open Subtitles | إذا كنت ستبقى يجب أن تعملي |