| Sanırım bana elmas yüzük alsan ve ben utandığım için takmasam sen de kızmazdın. | Open Subtitles | إذن أظن لو أنك أحضرت لي خاتم ألماس ولم ألبسه ، لأنه محرج للغاية لن تغضب ، أيضاً |
| O zaman Sanırım, Tweet'in video'su ile ilgili bana yardım edecek başkasını bulmam gerekecek O zaman. | Open Subtitles | إذن أظن أن علي إيجاد شخص آخر لمساعدتي في فيديو تويتس |
| Peki, Sanırım daha yoğun bir konsantrasyon kullanabiliriz. | Open Subtitles | إذن أظن أننا يمكن أن نستعمل تركيزاً أعلى قليلاً |
| O zaman bunu nasıl yapacağını konuşalım. | Open Subtitles | إذن أظن علينا التحدث بشأن كيف ستفعلين ذلك |
| Sanırım kendinizi yalnızlık içinde bulacaksınız, efendim. | Open Subtitles | .. إذن أظن أنك ستجد الحبس الإنفرادي هناك |
| Sanırım bir avukat tutup dava açmam gerek. | Open Subtitles | إذن أظن يتحتم توكيل محامي لرفع دعوى قضائية |
| Sanırım Noel hediyesine gerek kalmayacak? | Open Subtitles | إذن أظن أن هدية عيد الميلاد لن تكون ضرورية؟ |
| Sanırım o kişinin sen olmadığına inanmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | إذن, أظن أني سأستمر في الاعتقاد أنك لم تكن أنت |
| Öyleyse artık hiç şansın kalmadı Sanırım. Prenses, Gezgin'in artığını istemez. | Open Subtitles | إذن أظن أن حظّك أخطأك الآن، لأن الأميرة لن ترتضي شابًّا ملوّثًا بعبق الرحّالة. |
| O hâlde her şeyin makul bir açıklaması var Sanırım. | Open Subtitles | إذن أظن أن هناك تفسيراً منطقياً لكل شيء |
| Ben de evde kalmak gerekiyor Sanırım... | Open Subtitles | إذن أظن أننى يجدر بى البقاء فى المنزل |
| Madem öyle, Sanırım bütün iş pençelere kaldı. Hayır, ben ciddiyim. | Open Subtitles | إذن أظن أن المخالب ستقوم بالعمل |
| Sanırım kulaktan kulağa yayılma iş için en reklam. | Open Subtitles | إذن أظن كلام الناس مفيد للأعمال |
| Sanırım Chuck'ın partisinde kalmama izin vermeyeceksin. | Open Subtitles | إذن أظن أنك لن تدعني "أذهب إلى حفلة "تشك |
| Öyleyse tanımam gereken kız sensin Sanırım. | Open Subtitles | إذن أظن أَنْتَنَ من ينبغى على معرفتهن |
| Yani ikimiz de doğru idi Sanırım , ha? | Open Subtitles | إذن, أظن أن كلتانا على حق, أليس كذلك ؟ |
| O zaman sanirim gitmeyi kabul etmen gerekirdi. | Open Subtitles | إذن أظن أنه كان بإمكانك الموافقة على الذهاب |
| O zaman kovulmuşumdur herhâlde. Giriş kartımı teslim edeyim. | Open Subtitles | إذن أظن أنني مطرود، الأفضل أن أعيد بطاقتي |
| Eğer bunu görmek istemiyorsan O zaman ilk etapta seni bu işe dahil etmekle yanılmışım. | Open Subtitles | و إذا كنت لا ترى ذلك إذن أظن أني كنت مخطئة لأني جعلتك تتدخل |