| giy şunu. Biz güvenliği sağlar sağlamaz yukarı geri gel. | Open Subtitles | هنا.إرتدى هذه و تعال ثانية للأعلى بمجرد أن نقوم بالتأمين |
| Eğer bulamazsan, yedeğini giy. | Open Subtitles | إذا لم تستطيع العثور عليها . إرتدى الزى البديل |
| Yakıt göstergeleri çok önemlidir? Orası soğuktur, bunu giy. | Open Subtitles | من المهم جداْ مراقبة عداد الوقود إرتدى معطف البرودة |
| - Şunu tak. - İstemiyor musun? Hayır. | Open Subtitles | إرتدى هذه , هل معك واحدة أخرى لك؟ |
| Ve atış artığı testlerinden de bir şey çıkmadı. Yani katil eldiven giydi ve elbiselerini değiştirdi. | Open Subtitles | إذاً فإن مطلق الرصاص إرتدى القفازات و بدّل ملابسه. |
| - Eldiven takmış olabilir. | Open Subtitles | -من على جلد و قميص و بنطال (بورتر ) -ربما إرتدى قفازات |
| Katil, parmakları yarısına kadar kapatan eldivenler giymiş olabilir. | Open Subtitles | ربما قاتلنا إرتدى قفازات توقفت نصف الطريق من الأصابع |
| Sıkı giyin. Bütün gece dışarıda kalabilirsin. | Open Subtitles | إرتدى ملابس دافئة ربما ستكون بالخارج طوال الليل |
| Herhangi bir şey çıkar ve giy. Eminim yakışacaktır. | Open Subtitles | إرتدى أى شيئ أنا متأكده أنه سيبدوا جميلاً |
| Şöyle şortumun içine mi sokayım? - Bilmiyorum, dostum. Şimdiki gibi giy. | Open Subtitles | لا أعرف يارجل إرتدى ماشئت على أيه حال تبدو على مايرم |
| Danny, üstüne düzgün bir şeyler giy. | Open Subtitles | دانى إرتدى ملابسك لدينا الكثير لــ عمله اليوم |
| - Marty, mavi takımını giy, ha? | Open Subtitles | إذن سواء كان إرتدى البدلة الزرقاء |
| Pekâlâ, elbiselerini giy; Annemi biz götüreceğiz. | Open Subtitles | إرتدى الفستان لأننا سنقوم بتوصيل أمّي |
| Çıkınca bunları giy. | Open Subtitles | عندما تأخذ الحمام ، إرتدى هذه الأشياء |
| - Brett, kostümünü giy, olur mu? | Open Subtitles | بريت , إرتدى ملابسك , هلا تفعل ذلك ؟ |
| Maskeni tak şimdi. | Open Subtitles | هيا بنا، إرتدى القناع الآن |
| Elleriniz yukarıda dışarı çıkın! Bunları tak. | Open Subtitles | إستسلم الأن - إرتدى هذه على رأسك- |
| - Magnum 8 sezon bu gömleği giydi. | Open Subtitles | -ممثل ضخم عمل لثمان مواسم إرتدى هذا القميص |
| Zorbalar maske takmış. | Open Subtitles | إرتدى المُقتحمون الأقنعة. |
| Görünüşe göre eldiven giymiş. | Open Subtitles | لا شيئ يبدو أنه إرتدى بعض القفازات |
| Kalın bir şeyler giyin. Bütün gece dışarıda kalabilirsiniz. | Open Subtitles | إرتدى ملابس دافئة ربما ستكون بالخارج طوال الليل |
| Geçen sene bir mücevher hırsızı böyle bir maske giymişti. | Open Subtitles | لِصّ مجوهرات في الحيّ إرتدى واحِدة تلك في السّنة الماضية |
| Filmlerdeki İngiliz casuslar gibi giyinmiş ve CIA'de karanlık bir kariyer edinmiş. | Open Subtitles | لقد إرتدى زي جاسوس بريطاني خيالي وبقي في الظل يمارس عمله كـ"عميل"قي ميدان الإستخبارات |