| Başına gelenleri haketti. | Open Subtitles | لقد قتل شقيقي الصّغير، لقد إستحقّ الذي فعلناهُ بِه؟ |
| Yanarak ölmeyi haketti o. | Open Subtitles | لقد إستحقّ الحرق حتّى الموت |
| Yaptığı şey için ölmeyi haketti. | Open Subtitles | لقد إستحقّ الموت لما فعله |
| - Hem de kilise de yahu? - hak etti. | Open Subtitles | ــ و هذه المرّة أمام الكنيسة ــ لقد إستحقّ هذا |
| Öldüğünde de gömülecek. Bunu hak etti. | Open Subtitles | و أن يحضى بدفن لائق حين يحين وقته فقد إستحقّ ذلك |
| Kazaraydı ama ölmeyi hak etmişti. | Open Subtitles | لقد كان حادثاً ولكنه إستحقّ الموت |
| Ona yaptıklarına karşı hakettiğini buldu. | Open Subtitles | بالطريقة التي عاملها بها، لقد إستحقّ ما تلقاه. |
| Oysa, kesinlikle dayağı hak ediyordu. | Open Subtitles | -إذا كان هو، فقد إستحقّ بالتأكيد الضرب كان هو. |
| Yanarak ölmeyi haketti o. | Open Subtitles | لقد إستحقّ الحرق حتّى الموت |
| Yaptığı şey için ölmeyi haketti. | Open Subtitles | لقد إستحقّ الموت لما فعله |
| Callo kaderini hak etti. Kendi suçu. | Open Subtitles | إستحقّ ذلك (كالو) لقد كان ذنبه |
| Callo kaderini hak etti. Kendi suçu. | Open Subtitles | إستحقّ ذلك (كالو) لقد كان ذنبه |
| Bauvais bunu hak etmişti. | Open Subtitles | حصل بوفيس على ما إستحقّ. |
| Viagrasını hiç paylaşmayarak hakettiğini buldu. | Open Subtitles | حصل على ما إستحقّ لعدم تقاسمه الفياجرا خاصته. |
| Speed neyle karşı karşıya geleceğimiz gerçeği öğrenmeyi hak ediyordu. | Open Subtitles | إستحقّ (سبيد) أن اطلعه على حقيقة ما نحن بصدده. |