| Bir gelini asla aceleye getirmemen gerek. Baksana, çok gülünç görünüyorum. | Open Subtitles | ألا تعلم أنه لا يجب عليك أبداً إستعجال العروس ، هذا غير ديني. |
| Ama nakavt yumruğu aceleye gelmez. Etki. Tepki. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك إستعجال الضربة القاسية، لكمة، لكمة معاكسة، لكمة أخرى. |
| aramızdaki işleri aceleye getirmek istemiyorum ama amcam otobüs şoförü yolun hemen köşesinde ve burayı görebilir anlıyormusun? | Open Subtitles | أنا لا اُريد إستعجال شئ لكن هل يمكننا الذهاب لغرفتكِ؟ لأن عمي سائق الحافله يسكن هناك و بوسعه رؤية كل ما في الشقه |
| Size mikro fiş göstereceğim acele etmeden dergilere geçmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرييكم الميكروفيلم وأريد إستعراض المجلات الدورية بلا إستعجال |
| Böyle aceleci olmak istememiştim. Özür dilerim. | Open Subtitles | أنا لم أرد إستعجال الأمور أنا آسفة |
| Bunlar öyle aceleye getirilmez. Önemli konulardır bunlar. | Open Subtitles | لا يمكنكَ إستعجال هذه الأشياء هذا هو ما عليه الحال |
| Bir şeyleri aceleye getirip kısıtlanmak. Ve kendimden uzaklaşmak. | Open Subtitles | لا أريد إستعجال الأمور ثم أحس نفسي محتجزة ثم أفقد هويتي |
| Biraz sabırlı ol Süheyl, acele etme. İlahi okların kehaneti aceleye gelmez. | Open Subtitles | لا يمكن إستعجال نبوءة الأسهم المقدسة. |
| Böyle önemli bir ameliyatı aceleye getiremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك إستعجال عملية بالغة الدقة كهذه |
| Bunun için çok zamanın olacak. aceleye gerek yok. | Open Subtitles | هناك الكثير من الوقت لذلك , لا إستعجال |
| Yaratma sürecini aceleye getirmek olmaz. | Open Subtitles | لا يمكنك إستعجال عملية الإبداع. |
| Üzüm aceleye getirilebilir tabii. | Open Subtitles | أوه، بالتأكيد تستطيع إستعجال العنب، نعم |
| Hayır. aceleye gerek yok. | Open Subtitles | لا, لا يوجد إستعجال |
| aceleye lüzum yok. | Open Subtitles | لا يوجد إستعجال |
| Bilim aceleye gelmez Gibbs. | Open Subtitles | (لا يمكنك إستعجال العلم يا (غيبس |
| - Kusursuzluğu aceleye getiremezsin. | Open Subtitles | -لا تقدرين على إستعجال الجمال |
| acele ettirdiğim için üzgünüm. 1:30'da toplantı için dönmeliyim. | Open Subtitles | معذرةً على إستعجال الأمور يجب أن أعود, لديّ إجتماع الموظفين في 1: 30 |
| Dün akşam alarmını kurdum ki acele etmeden kalkıp, hazırlanasın diye. | Open Subtitles | ليكون لديك وقت للإستيقاظ و التجهز للمدرسة ... بدون إستعجال . جدتي ؟ |
| aceleci davranmak istemiyorum. | Open Subtitles | حسنا . لاأريد إستعجال الأمور |
| Benim de bu kadar aceleci olmamam gerekiyor. | Open Subtitles | -لا أريد إستعجال الأمر . |