| Şehrin Lordluğundan çekilsin diye rahatsızlığını ona karşı kullanmak isteyenler var. | Open Subtitles | هناك اناس يحاولون إستغلال حالته ضدده لإجباره على التنحي كسيد للمدينة. |
| Popülariteni bir kez olsun iyi bir amaç için kullanmak istemez misin? - Hayır. | Open Subtitles | ألا تُريدي إستغلال شعبيتك في قضيّة إنسانيّة ؟ |
| Yerel söylentileri kullanarak cinayet işleyen bir katilden başka bir şey değildir bence. | Open Subtitles | أعتقد هو لا شيء أكثر من قاتل إستغلال الفولكلور المحليّ. |
| Benden hoşlanıyor bunu kullanabiliriz. Sana afiyet olsun. | Open Subtitles | إنه معجب بي, و يمكننا إستغلال ذلك, إستمتع بالبسكويت |
| Polis çocuğun öldürülmesinin para ya da cinsel istismar dışındaki sebepleri üzerinde duruyor. | Open Subtitles | لم تقدر الشرطة على تحديد الدافع غير احتمال إرتباط بالمال أو إستغلال الأطفال |
| İlk önce, aklını okurken ele geçirdiği bilgileri kullanmaya başlayacak. | Open Subtitles | لذا ستحاول إستغلال المعلومات التي لديها المعلومات التي عرفتها منكِ |
| Benim derdim, düzgün davranılmasını isteyen kızlardan faydalanmak isteyen senin gibi erkekler. | Open Subtitles | مشكلتي هي الشباب مثلك يريدون إستغلال للفتاة التي تريد أن تعامل بإحترام |
| Ailemi kullanıyorsun, ama babamla olan ilişkim bir sır değildi. | Open Subtitles | إنها كذلك إستغلال عائلتي لكن علاقتي مع أبي |
| Bekle... Demek istediğin polislik işini kullanıp, onu konuşmaya zorlamak mı? | Open Subtitles | أتقصد أنّ علينا إستغلال أمر الشرطة هذا لحثه على الكلام؟ |
| İnsanları kullanmak pek hoş olmasa da bu istisnai örneğin bütün beklentileri altüst ettiğini kabul etmelisin. | Open Subtitles | بالرغم من أن إستغلال الناسِ لَيسَ سحراً، أعتقد أنت يَجِبُ أَنْ تُوافقينني. هذا إيضاح محدد قد تجاوز كل التوقعات. |
| Ve bunu telafi etmek için ufak bile olsa bir umudum varsa, ...bunu bir fotoğraf gösterisine dönüştürerek kötüye kullanmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولكن إذا كان لديّ أمل ضعيف للفداء، لاأستطيع إستغلال ذلك بتحويله لصورة للذكرى. |
| Böyle bir adamın oğlunu bu şekilde kullanmak, affedilmez. | Open Subtitles | إستغلال ابن رجل بتلك الطريقة أمر لا يُمكن غفرانه |
| Her birinizi kullanmak istediğini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أتعلم أن خططه إستغلال كل ذرة منكم ؟ |
| Ben çözdüm bile, çünkü kendi oğlunu kullanmak istemiş. | Open Subtitles | اعرف لماذا لانه اراد إستغلال إبنه |
| Bu kimin, neyi, ne zaman bildiğinden veya kimin harakiri yaptığından ya da kimin bu trajediyi kullanarak siyasi bir iki puan almasından daha önemli. | Open Subtitles | الامر أهم ممن علم بذلك ومتى أو ..من أحنث القَسَم أو مهمن يكن من يُريد إستغلال هذه الكارثة لمنافع سياسيّة |
| Sorunuza cevaben... doğru yazılımla gümrük protokollerindeki yetersizlikleri lehimize kullanabiliriz. | Open Subtitles | للجواب على سؤالك مع البرنامج المناسب يمكننا إستغلال العيوب الموجودة في بروتوكول الجمارك |
| Kişisel istismar, şöhret ve alenen tanınmanın getirdiği yanlış değerlerden tiksinirdi. | Open Subtitles | لقد كان يمقت القيم الزائفة التى تأتى من معرفة الجمهور له من الشهرة ،من إستغلال الشخصية |
| Ve senin sırrını öğrenene kadar başkalarını kullanmaya devam edecekler. | Open Subtitles | ولن يتوقفوا عن إستغلال الناس حتى يصلوا إلى حقيقتك |
| Işığın yaptığı bu ilginç şeyden faydalanmak ilk film denebilecek şey ile sonuçlandı. | Open Subtitles | إستغلال هذا الشيء المُسلي الذي يقوم به الضوء افضى إلى مايمكن أن يُطلق عليه الفيلم السينمائي الأول |
| Hayır, içeri sızmak için bir zayıflığı kullanıyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت تحاول إستغلال نقطة ضعف، تبحث عن طريق للدخول. |
| Ama zaman kazanmak için görüşmeleri kullanıp Mutabakat'ı, onlara güvendiğimize inandırabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا إستغلال المفاوضات لكسب بعضاً من الوقت .. " حتى يعتقد " الكوفنانت أنت نيّتنا حسنة |
| Ben de kasabadakileri suistimal ettiğimi ima ettiğinizi sanmıştım. | Open Subtitles | أعتقد أنك تلمح بأنّني أحاول إستغلال البلدة. هذه أمنيات. |
| Pekala, suçluluk kompleksinden yararlanmaya devam edeceğim. | Open Subtitles | حقّاً ، فأنا سأستمرّ في إستغلال عقدة الذنب عندكِ |
| Ee, Ed, işçi sınıfının sömürülmesi nasıl gidiyor? | Open Subtitles | إذن (إد) كيف يسير إستغلال الطبقات العامله؟ |
| Bazı erkekler, böyle bir durumdan yararlanmayı denerdi. | Open Subtitles | لكن أي رجل بمكانك حتماً سيحاول إستغلال موقف كهذا |
| Orası tuvalet mi? Para kazanmak için arkadaşlığımızdan faydalanmaya çalıştın. | Open Subtitles | أنت من حاولت إستغلال صداقتنا لتربح المال |
| Ama krallığınız kadınların sömürülmesine dayanıyor kocalarını paylaşmaya zorluyor ve rahip mertebesine ulaşmalarını reddediyor. | Open Subtitles | لكن هل يستند هذا الملكوت على إستغلال النساء وإجبارهم على تقاسم الزوج |