| Sanırım, yüzlerce İngilizce fiilin bu ve buna benzer şekilllerde farklı birçok analizinden ortaya çıkan bir dizi ilginç sonuca varıyoruz | TED | في الواقع، هنالك عدة إستنتاجات مشوقة، على ماأعتقد، من هذا التحليل ومن الكثير من أنواع التحاليل المشابهة من مئآت الافعال الإنجليزية. |
| Bugün ise, hemfikir olamayacağım bir sonuca ulaşılmıştır. | Open Subtitles | اليوم لا يمكنني الموافقة علي إستنتاجات هذا التحقيق |
| Aceleciliğinizi takdir ediyorum Doktor ama bu noktada herhangi bir sonuca varmak akıllıca olmaz. | Open Subtitles | أقدّر إحساسك بالإضطرار لكن في هذه النقطة ستكون غير متعقّل الإسراع في أيّ إستنتاجات. |
| Herhangi bir sonuç çıkarmadan önce kimya notlarımı görmeyi bekle. | Open Subtitles | إنتظر حتى ترى شهادة الكيمياء خاصتي قبل أن تتوصل إلى أي إستنتاجات |
| Orta sınıf devrimci olmaya başlıyor... size korkuyu sunuyorlar... size sonuçları sunuyorlar... korku... programlama... sonuç... sonuç... sonuç. | Open Subtitles | الطبقات المتوسطة أصبحت ثورية. مما يشعرك بالخوف. مما يعطيك إستنتاجات. |
| Tüm dünyada hükûmetler, araştırma takımları benzer sonuçlara ulaştılar ve aynı tipteki operasyonları gözlemlediler. | TED | حكومات، فرق بحثية حول العالم كانوا يتوصلون إلى إستنتاجات مماثلة ويقومون بمراقبة نفس أنواع العمليات. |
| O insanlar kaba olabilirler baskıcı olabilirler Batman ve Robin hakkında fena halde yanlış çıkarımlar yapmış olabilirler. | Open Subtitles | أولئك الناس هناك قد يكونون وقحين و مُندفعين و قد يكونون وصلو إلى إستنتاجات خاطئة |
| sonuca atlamadan önce bir daha bak. | Open Subtitles | إبحث مجدداً قبل أن تقفز إلى أي إستنتاجات بغيضة |
| Belli ki bir sonuca varamayacağız. Geçelim bu konuyu. | Open Subtitles | بشكل واضح، نحن لن نصل إلى أي إستنتاجات هنا اليوم، لذا دعنا نتخطاه |
| Hey, hemen sonuca atlamayalım. | Open Subtitles | من الأفضل ألا تتسرعي وتقفزي لأي إستنتاجات |
| Hedefiniz hazırlıklı olmadığınız bir sonuca ulaştıysa işi bitirmenize yardımcı olacaksa senaryoya uyum sağlarsınız. | Open Subtitles | حينما يقفز الهدف إلي إستنتاجات أنت لست مستعداً لها فبإمكانك مجاراته حتي تنتهي من الأمر |
| Bütün kanıtları düşündün, hiçbir sonuca atlamadın. | Open Subtitles | لقد وضعت في إعتبارك جميع الأدلّة، ولم تنجرف إلى أية إستنتاجات |
| Hemen bir sonuca varmayalım. | Open Subtitles | لذا دعنا لا نقفز إلى إستنتاجات. |
| Yıllarca sürecek ve hiçbir sonuca ulaşmayacak. | Open Subtitles | و سوف يخفق بالوصول إلى أيّ إستنتاجات. |
| Şöyle bir baktım, sonuç karşımdaydı. | Open Subtitles | أخذت خطوة صغيرة وكانت هناك إستنتاجات |
| Herhangi bir sonuç çıkarma bundan. | Open Subtitles | دعنا لا نقفز إلى أيّ إستنتاجات. |
| Heiniger Komisyonu'nun bir üyesinin Başkan Jary suikastının araştırma sonuç raporunu imzalamayı reddettiğinden bahsedilmekteydi. | Open Subtitles | رفض التوقيع علي إستنتاجات التحقيق (الخاصة بملابسات مقتل الرئيس (جاري |
| Hapishane yönetme konusunda sonuçlara ulaştım Belki bazıları işe yarayabilir. | Open Subtitles | وصلت إلى بضعة إستنتاجات حول علم الجريمة وقد يكون بعضا منها سليما |
| Beyinlerimiz bilgileri sentezlemek ve tartismasiz sonuçlara varmak için egitilmistir. | Open Subtitles | عقولنا متدربة على تكييف الحقائقِ و التوصل إلى إستنتاجات لا تقبل الجدل |
| Fakat aynı rakamların farklı sonuçlara yol açtığını söylüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أه, كلا, كلا هل تقول بأن نفس هذه الأرقام أدت بك الى إستنتاجات مختلفة؟ |
| Bunlar mantığa uygun çıkarımlar değil mi? | Open Subtitles | ولكن هذي إستنتاجات منطقية, صحيح؟ |