| Demektir ki, onu bulup kurtarmalıyız ardından onu alaşağı ederiz. | Open Subtitles | والذي يعني أن علينا إيجاده, انقاذه, وبعدها وكما تعرفون, إسقاطه. |
| Bir kehanet "Oğlu tarafından alaşağı edilecektir" diyor. | Open Subtitles | وتقول النبوءة أنّه سيتم إسقاطه عنوة من إبنه |
| Beş on sene burada geçirirsin sonra bizim tarafa geçer ve şimdi alaşağı etmeye uğraştığın sermayelerden yedi rakamlı maaş alırsın. | Open Subtitles | تعمل على مدى 10 سنوات هنا ثم تنقلب إلى جانبنا وتتقاضى راتباً من 7 أرقام من صندوق الأموال نفسه الذي تحاول إسقاطه |
| Sen ise başarılı birini görünce onu alaşağı etmeye çalışan birisin. | Open Subtitles | لو رأيت شخص يحقق نتائج عليك إسقاطه |