| Uyarı Merkezi onun sinyalini alıyordu uydudan gelen gerçek beslemeyi değil. Bu olay başladığından beri yanlış veri aktarımı yapıyordu. | Open Subtitles | المركز التقط إشارتها هيَ وليس من الأقمار الصناعية يبدو أنها من تقوم بإرسال البيانات الخاطئة منذ أن بدأ هذا الأمر |
| Onun GPS sinyalini kullanarak, onu takip edebilirim. | Open Subtitles | بإستخدام إشارتها من النظام العالمي لتحديد المواقع أنا قد أكون قادرة على تعقبها وتتبعها |
| lakin biraz olsun yetenekli ise dünyanın dört bir yanından yönlendirecektir sinyalini. | Open Subtitles | فهمت. لكن إن كانت جيدة، فستوزع إشارتها في جميع أنحاء الكوكب. |
| Pekala sinyali hareket halinde olduğunu gösteriyor; Kesinlikle arabada. | Open Subtitles | حسنٌ، إنّ إشارتها تتحرّك بسرعةٍ، إنّها حتمًا داخل سيّارةٍ. |
| Annesinin ve kendi sinyali yok oldu... | Open Subtitles | إشارتها أختفت ومن ثم إشارة امها |
| Nerede olacağını söyler. sinyal verince, yanıtlamalısın. | Open Subtitles | تخبرك أين يجب أن تكون و لكم من الزمن عندما تسمع إشارتها ، يجب أن تستجيب |
| - Kraliçeyi öldürmeliyiz. Kraliçe ölürse, Tao Tei bir şey yapamaz. Onun talimatları olmadan, tüm orduları donup kalır. | Open Subtitles | إننا بحاجة إليه لنقتل الملكة وفور موتها تنقطع إشارتها وتتوقف الوحوش الضارية |
| Ama bu bir yıl önceydi, ve büyük ihtimal sinyalini bloke ettirmiştir. | Open Subtitles | لكن هذا كان منذ سنة لا بدّ أنّها قامت بتشفير إشارتها |
| sinyalini takip edin ve insansız araçları gönderin. | Open Subtitles | تتبع إشارتها وأرسل طائرات بدون طيار. |
| Onun telefon sinyalini hemen bulun! | Open Subtitles | -أُريدُ تحديد موقع إشارتها الآن ! |
| sinyalini yakaladım! | Open Subtitles | "أحكمت على إشارتها!" |
| - Onun sinyalini bekle. | Open Subtitles | انتظر إشارتها |
| Belki sinyali kapatan odur. | Open Subtitles | ربما هو الشخص الذي أطفىء إشارتها |
| sinyali şaşırtmak çok basit. | Open Subtitles | و لكن لا يوجد مشكلة في تشتيتِ إشارتها. |
| sinyali kayıt biriminden gönderirler. | Open Subtitles | "تحوّل إشارتها إلى وحدة تسجيل" |
| Şimdi tam sinyali var Steven. Tam sinyal. | Open Subtitles | والآن إشارتها كاملة (ستيفن) ,اشارتها كاملة |
| Kaptan, A.M. radyo yayın kanalında normalden fazla yayın alıyoruz herkesin dinleyebildiği kanallarda, ama sinyal kuvveti çok düşük. | Open Subtitles | أيها القبطان , نحن نلتقط بعض الإذاعاتعلىالموجة"إيهإم" على محطة الترفيه , لكن إشارتها ضعيفة جداً |
| Ondan gelen sinyal sabitleştiğinde Jimenez, bir ine yuvalandıklarından şüphelendi. | Open Subtitles | عندما أصبحت إشارتها ثابته فاعتقد (هيمنس) أنها قد صنعت عريناً. |
| sinyal temiz ve güçlü geliyor. | Open Subtitles | إشارتها أتية صافية وواضحة |