Bakterilerin, ikinci bir sinyal üreten ikinci bir enzimleri daha var ve bu enzimin kendi ayrı reseptörü mevcut. Yani bu molekül, bakterilerin ortak dili. | TED | فاذا لديها إنزيمة اخرى تقوم بعمل إشاره اخرى ولديها جهازاستقبال خاص بها وهذا الجزيء هو لغه التعامُل بين البكتيريا |
Osilatörde bir sinyal gördük. Hatalı bir sinyal olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | لدينا إشاره على الجهاز أعتقد أنها صدى زائف |
Bir sinyal. Birisi kabuğa gitti, en yakın Alliance gemisine işaret verdi. | Open Subtitles | إشاره, شخص ما استخدم اللحاء ورحّب بالتحالف الأقرب لنا |
Bu adhokrasinin merkezinde, herkesin özel bir işaret diliyle konuşabildiği bir meclis vardır. | TED | و في داخل هذه المنظمه المرنة يكون هناك تجمع عام يمكن لأي شخص أن يتحدث فيه باستخدام لغه إشاره معينه |
Savaş tanrılarının bana bir işaret göndermediğini düşündüm ama yanılmışım. | Open Subtitles | لقد كنت أعتقد ان آلهه الحرب رفضت أن تعطيني إشاره ولكنى كنت مخطأ |
Cihaz hala birçeşit sinyali derin uzay'a göndermeye devam ediyor. | Open Subtitles | الجهاز نفسه يرسل إشاره من نوع ما فى الفضاء العميق |
Yarın gece yarısı sinyal yollamam lazım ama vericim yok. | Open Subtitles | يفترض أن أرسل إشاره منتصف ليلة الغد لكنني لا أملك جهاز إرسالي |
Anayol tepelerin ardında kaldı. sinyal alabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | فالطريق السريع على الجانب الأخر من تلك التلال ولن تحصل على إشاره |
Yollanan bir sinyal gibidir bu ve kadın bu sinyali alır. | Open Subtitles | تبدو كأنها إشاره ترسلها للخارج والمرأه فقط تقوم بإلتقاطها |
Dağlara gittiler. Orada sinyal iyi alamıyoruz. | Open Subtitles | إنهم كانوا يتجهون إلى الجبل لا أحصل على إشاره ربما يكونوا فى مكان تحت الأرض |
Eğer aşağıdan sinyal alabilirsek... Aşağıdaki birşey sinyali engelliyor olabilir tamam mı? | Open Subtitles | إن كان هناك إشاره فى الأسفل قد استطيع ان أستعيد الخدمه |
Muhtemelen bir uydudan seken şifreli sinyal. | Open Subtitles | إشاره مشفره على الأرجح أنا أعلم اننا نفكر بذلك انه مرتبط |
sinyal kıçtan geliyor kaptan. 8.000 metre. | Open Subtitles | إشاره بإتجاه المؤخره يا سيدى الكابتن |
- Bir şey gördüğünüzde, sinyal verin. | Open Subtitles | -اذا رأيت أى شىء أعطنا إشاره -أى نوع من الإشارات؟ |
Şu an bir sinyal yakaladım, efendim. | Open Subtitles | لدى إشاره الآن يا سيدى إنها تُحدث أزيز |
Öyle demek istese, bir işaret gönderirdi ve... | Open Subtitles | ولكنه كان مليء بالتفاهات إذا كان يعني ذلك ، كان سوف يعطيني إشاره |
Soğuklara alışkın olan bir tonluk ölüm makinesinin soğuktan ölmesi iyiye işaret değil, öyle mi? | Open Subtitles | أتعتقد بأنها إشاره غير جيده ذلك آله قتل وزنها واحد طن ـ ـ ـ بنيت لدرجات التجمد لم تستطع البقاء هنا؟ |
Bu iğnelemeni iyileştiğine dair bir işaret olarak görüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن المقدره على إستخدام السخريه إشاره جيده علي الشفاء |
Kesinlikle bir işaret. Bana eşlik ettiğin için sağ ol. Odamı görmek ister misin? | Open Subtitles | إشاره سيئه بالطبع حسنا شكرا لمرافقتني أتريد رؤية غرفتي ؟ |
- Hasar alan ilk şeydi. - Tehlike sinyali bile gönderemedik. | Open Subtitles | أول شئ تحطم فى العاصفه لم نستطع حتى إعطاء إشاره إستغاثه |