"إشاعه" - Translation from Arabic to Turkish

• söylenti
• dedikodu
• dedikodulara

Bu aslı olmayan bir söylenti. Sadece söylenti. Ciddiyim.
انها إشاعه سيئه اشاعة سيئة انا جاد فى هذا

Savcılık ofisinde söylenti yayacağımdan mı korkuyorsun?
هل أنتِ خائفة من أنني قد أنشر إشاعه في مكاتب الأدّعاء العام؟

Se Ryung Lisesinde ve bizim okulda böyle bir söylenti dolaşıyor.
هناك إشاعه إنتشرت في مدرستنا و مدرسة سي رينغ الثانويه

Jürilerden birini satın aldığına dair hiç kanıtlanamamış bir dedikodu var.
هناك إشاعه لم يتم إثباتها قط بأنه قام برشوه أحد المُحلفين.

Neden yarın oynamıyacağına dair ortada bir dedikodu dolaşıyor?
لماذا هناك إشاعه فى الأنحاء أنك لن تلعب مساء الغد ؟

Şirketin yapabilecekleri hakkındaki dedikodulara asla inanmadım.
لم أصدق إشاعه واحده عما يمكن أن تفعله الشركه

Duyduğum dedikodulara göre Odyssey Ori'a karşı olan savaşta yok edilmiş.
سمعت إشاعه بأن الـ " أودسى " تحطمت " فى معركه مع الـ " أوراى

Kırsal bölgeye transfer edileceğime dair söylenti vardı.
كانت هناك إشاعه بأني سأنتقل إلى الريف

Hakkımda beni aydınlatmak istediğin bir söylenti mi dolaşıyor?
أهناك إشاعه عني وتريد مني أن أوضحها . ؟

Yeni yataklar aldığımıza dair söylenti duydum.
لقد سمعت إشاعه اننا سنحصل على أسره جدد

- Bir iki söylenti duymuştum.
لقد سمعت إشاعه أو إثنتين

- söylenti mi efendim?
إشاعه يا سيدى. نعم.

Nicky, West'ten bir kızla evleneceğin şeklinde bir söylenti duydum. Bu bir iftira. Evlenecek para yok bende.
(لقد سَمِعت إشاعه إنك ستتزوج فتاه من الغرب يا (نِك هذا كَذِب -

-Hayır adamım, Bu bir söylenti.
- لا , إنها إشاعه

- Bizim jürimizin önünde olmaz, Sayın Yargıç. - Bu bir söylenti.
-لكن ليس بحضور هيئتنا، إنّها إشاعه .

Konu dışı, söylenti.
إشاعه.

Kendin dedin zaten. Sadece bir dedikodu.
-قلت بنفسك أنها إشاعه

dedikodu işte.
مُجرد إشاعه