| Babası ondan şüphelendi, o da başının belaya girmesinden korkuyordu. | Open Subtitles | والدها إشتبه بها... وكانت قلقة من أن تقع في ورطة |
| Hess bunun Dünya'nın dışından geldiğinden şüphelendi. | Open Subtitles | لم يعلم أحد. إشتبه "هيز" بأنها رُبما تأتي من فوقِ الأرض. |
| Lao başka bir rakibi için çalıştığından şüphelendi, hükümetten değil. | Open Subtitles | (لاو) إشتبه في انه كان يعمل لمنافس وليس الحكومة |
| Müfettişler, karısının kiralık katil tuttuğundan şüphelenmiş. | Open Subtitles | إشتبه المحققون أنّ زوجته إستخدمت قاتلا مأجوراً. |
| Ron bu ölümlerden şüphelenmiş olmalı sonra da gidip Agnes'in evine dinleme cihazı yerleştirdi. | Open Subtitles | لابدّ أنّ (رون) إشتبه بتزييفهم الوفاة وعندها وضع أجهزة تنصّت بمنزل (آغنيس). |
| Ama herhangi bir şeyden şüphelenirse... istediğimiz şeyin bir önemi kalmayacak. | Open Subtitles | لكن إذا إشتبه بأيّ شيء، ما نريده لن يهم بعد ذلك |
| Eğer Jaffa tuzağa düşürüldüğünden şüphelenirse, hiç şüphem yok ki naquahdahı patlatacaktır. | Open Subtitles | إذا إشتبه (الجافا) حول عدم حصولهم على حل وسط فلا شك لدي أنهم سيفجرون (الناكودا) |
| Siz Majesteleri'nin, bazı gizli misyonerlerin, içinde lüteryan kafirliklerini ve fikirlerini yaymaya çalıştığından ve bu niyetlerini bir adım daha öteye taşıyacaklarından şüphelendiği kilise. | Open Subtitles | إنها الكنيسة نفسها ..التي إشتبه بها جلالتكم بزرع بذور الهرطقة اللوثرية وبقيامها عمدا بخرق قوانين الصيام |
| Donanmadaki yozlaşmış birilerinden küçük silahlar aldıklarından şüpheleniyordu. | Open Subtitles | لقد إشتبه, بإنهم يشترون أسلحة خفيفة من مصدر فاسد في البحرية |
| Babam, Prenses Jiaxin'in bir komplosu olduğundan şüphelendi. | Open Subtitles | أبي إشتبه بمؤامرة من طرف الأميرة (جياكسين). |
| Annenin bana söylemesinden şüphelendi. | Open Subtitles | -لقد إشتبه أنّها أخبرتني . |
| Ya da belki Renko, Mayfield ondan şüphelendiği vurulmadı. | Open Subtitles | أو ربّما أن (رينكو) لم يصب برصاصة لأن (مايفيلد) إشتبه بكون غطائه مزيّفا. |
| Hükümet asilerin saklandığından şüpheleniyordu. | Open Subtitles | النظام إشتبه أنهم يأوون المتمردين |