| Deprem dalgası uyarı göndermez. | Open Subtitles | موجات المد لا تعطنا إشعاراً مسبقاً إنها تضرب وحسب وقد تسقط المبنى بالكامل |
| Wells işlemleriyle ilgili uyarı almış, üzerinde oynama yapmış. | Open Subtitles | أخذ إشعاراً قديماً للجنة الأوراق المالية والتبادل وزيفه |
| Yani öyle görünüyor ki, avukatının yapmaya çalıştığı doldurduğu evraklarla, bankadan mortage ödemelerinin geciktiğine dair bankadan bir uyarı gelmediğini iddia ediyor. | Open Subtitles | لذا يبدو وكأن ما يحاول محاميه (مارتن كافلين) القيام به، فما قدّمه... ينص على أنه يدّعي أن السيد (هايز) لم يتلقّى أبداً إشعاراً |